DİZİ VE FİLMLERİN SAKİSİ
Image

DİZİ VE FİLMLERİN SAKİSİ


Onun için, “dizilerin sakisi” demek yanlış olmaz. Sofrada nasıl ki kadehleri saki dolduruyorsa

o da notaları öyle güzel kurguluyor ki, izlediğimiz hikâyenin duygusunu tema tema diziye

yerleştiriyor. Merak ettiğim hikâyesi ve dizi müzikleriyle Saki Çimen!

Doğduğun evden gelen müzik ile Saki Çimen müziğinin arasındaki farkı bize nasıl

tanımlarsın?

1- Aslında pek bi fark yok. Söylemim aynı. Aynı yerden sesleniyorum. Kendi kattığım bi

yorum var. Blues ile türkü arasındaki gibi bi farksız bir fark aslında. İkisi de aynı konu

üzerinde ama farklı tınılarda. Biri ''sweet home chicago'' diyor diğeri ''aman sıla hasreti'' diyor.

Ben bunu hep kompozisyon dersine benzetirim. Tüm sınıfa aynı konu başlığı verilir herkes

aynı konuya farklı cümlelerle kendi yorumunu ve düşüncesini yazar. Evimizdeki müzik

benim temelim tabii. İlk duyduğum ses. İlk duyduğum melodi. İlk yola çıkışım aslında. Şimdi

kendi yolumda emanet edilen seslerle kendi müziğimi yapıyorum.

Birçok dizi ve filmin müziğinde imzan var. Projeleri neye göre seçiyorsun?

2- Bana bi yerden dokunması önemli. Komedisi de, dramı da fark etmiyor. Çukur'un şarkıları

da öyle oldu mesela. Bazen komik bir şarkı oldu, bazen dertli. Örnek vermek gerekirse ''ich

bin çukur'' diye komik bir rap şarkı yaptık sevgili eko fresh ve heja ile. Ama eypio ile birlikte

de ''gömün beni çukur'a'' yaptık. Bergen gibi ağır bi dram filmininde müziklerini yaptım,

Umut Evirgen'in ''annesinin kuzusu'' gibi art house bi projenin de. Hepsinin bir derdi ve

anlatmak istediği bi şey var ben de bu derdin ve anlatımın destekçisi oluyorum

Senaryoyu okuyup, aldığın brief yani kısa bilgi ile kafanda hemen dizinin müziği

şekillenmeye başlıyor mu?

3- Brif bizim işimizde çok önemli bir konu. Müzik bir kainat. Yönetmenin ya da yapımcının

nasıl bir atmosfer ya da müzik dünyası kurmak istediğini bi şekilde anlatması çok önemli.

Bazen aynı yerden bakamadığımız da olabiliyor. Sadece bana bırakılan durumlarda olabiliyor.

O da bir tercih meselesi. ''sen nasıl hissediyorsan'' diyebiliyorlar ya da ''biz daha şöyle bi şey

düşündük'' de diyebiliyorlar. Ben gayet açığım brif konusuna. Bazen nadir görülecek şekilde

enstrümanına kadar hatta kompozisyonuna kadar detaylı örnekler de gelebiliyor ki keyifli

oluyor. Ama tam tersi de olabiliyor. Müzik anlatılması çok zor bir sanat. Bir yapımcı bi

keresinde durmadan '' daha yaylı istiyorum daha da yaylı olsun'' diye söyleniyordu. Resmen

senfoni yazmıştım günün sonunda ama hala yeterli olmuyordu ve ''hayır daha yaylı'' diyordu.

Bunalıma girmek üzereydim. Kontrabasından kemanına yaylı tamburuna kadar tüm yaylıları

eklemeye çalıştım ama hala istediği olmuyordu. En sonunda aslında '' daha acıklı, daha

hüzünlü'' demek istediği ortaya çıktı ve bir tane keman ile bitirdik sahneyi. :)

Dizi süreleri çok uzun, temalardan, ana jeneriğe kadar oluşturduğun bu dünyayı son dakika

bölüm teslimatlarıyla nasıl bir ruh haliyle hazırlıyorsun?

4- İlk mesaime babamın yanında 13 yaşında başladım. Çok uzun zamandır dizi ve film müziği

yapıyorum. Tabi teknik olarak bazı refleksler çok gelişiyor. Süreler uzun tabii ki ama 

yapılacak bi şey yok :) Çok son dakika durumlar oldu. ''Hanımın Çiftliği'' dizisinin bir bölümü

yayına 12 saat kala gelmişti 5 saatte 140 dakikalık bölümü yetiştirmiştim.

Kendi müzik üretiminde ise bambaşka bir boyut var. Çiçekli, hüzünlü ve kokusu olan şarkılar.

Saki Çimen böyle biri mi? yoksa çok neşeli de şarkılarda göstermiyor mu?

5- Ben keyifliyimdir ama akşamüstü keyfi var bende. Günün hangi zamanısın desen

akşamüstüyüm derim. Yani gün de bitmek üzere yaşamışsın güzelce bi yorgunluğun da var

kendinden vermişsin ama kendine kalmak üzeresin. Gündüzün renkleri sana kalan renklerle

birleşmek üzere. Manzara hem keyifli hem hüzünlü.. bi de yüzde küçük bi tebessüm. çiçek. :)

Dizi, Film müzikleri derken, klip dünyasına pek giriş yapmamış görünüyor? sebebin nedir?

6- Aslında bir kaç tane şarkım var. Verdiğim besteler var mesela Halil Sezai ''içim

paramparça'' ilk ömür (gedik) ile sezai düet yapmıştı. Sonra sezai kendi albümünde tekrar

yorumladı. Oğuzhan Uğur seslendirdiği ''gereksizse söndür'' var mesela. Serkan (kaya) abiye

de bi bestemi verdim harika yorumladı gerçekten çok etkilendim (daha çıkmadı şarkı ama

sana dinleticem :)) Ara ara açıp dinliyorum.. Masal var kendim seslendirdim. Hatta şarkıyı

2012 gibi yapıp çıkarmıştım geçen yaz tik tok'da, yotube'da inanılmaz dinlendi ve beğenildi.

Spotify da 1 ay 1 numara oldu baya bi dinlendi sevildi. Sevgili Merve Kayacan da tekrar

yorumladı masal'ı. Harika oldu o da. Şimdi yeni bir şarkım var onu çıkarmaya

hazırlanıyorum. Bu arada bunu ilk defa sana söylüyor olacağım. Mithat Körler'in ''güneşimi

kaybettim'' şarkısının klibinde klarnetçi rolü ile oynuyorum :)) Biir de Edip Akbayram'ın ''aşk

olsun'' şarkısının klibinde koşan çocuk da benim :))

İşin dışında dizi özellikle yerli neler izliyorsun? Yabancı dizilerden hangisinin müziğini

yapmak isterdin?

7- İşimiz gerçekten çok zaman alıyor ve çok yoruluyoruz. Durmadan bir müzik içerisindeyiz.

Sessizlik bizim için çok kıymetli oluyor açıkcası ama tabi işimiz gereği fırsat oldukça bütün

yerli yapımlara bi bakmaya çalışıyorum. Keyif için daha çok dijital platformlara bakıyorum.

Favorim ''Ayak işlerİ'' (tabi müziklerini sevgili kardeşim ve ortağım Alper Aytekin ile birlikte

olağan üstü bir keyifle yaptığımız ''Prens'' dizisi sonrasında) konusu açılmışken Giray

(altınok) mükemmel bir karakter yaratmış. Konusu, çekimi oyunculukları muazzam bir dizi.

sevgili yönetmenim Bülent İşbilen abim de harika bir iş çıkardı. Müzik olarak da bizim için

çok özel bir çalışma oldu. 2 sezon da yolda. bir de ''Çekiç ve Gül. Behzat Ç.'' nin 2 sezonun

müziklerini de yapıyorum hatta son bölüm kaldı bitmek üzere. O da 7 Aralık'da yayınlanacak.

Sevgili yönetmenim Devrim Yalçın ''Saki bana cehennemden dönen bir Behzat teması

yapsana'' dedi. ben de blues, rock ve tabii ki bozlak (angara olduğu için) türlerini karıştırıp

''bozrock'' diye bir ana tema yaptım. çok keyifli oldu. değerli Behzat Ç. seyircisinin

beğenisine sunmak için sabırsızlanıyorum.

Hanımın Çiftliği ilk dizi müziği işin, o zaman bugüne müzikle ilgili nasıl bir değişimin oldu?

8- Teknoloji.. çok büyük lüks oldu tabii ki. Hanımın Çiftliği zamanın'dan bugüne kocaman bir

dünya yaratıldı ve aslında bazen ne kadar şımarık olduğumuzu da farkediyorum. Bu kadar

lüks ve imkan içerisinde hala dertlenip, beğenisiz ve tatminsiz olabiliyoruz. Elimizde

gerçekten muazzam bir imkan var. Biz genelde kararları düşünüyoruz sadece uygulamaya

üşeniyoruz.

Dizi-Film müziklerinin terzisin, yoğun bir sipariş formatı seni yoruyor mu? Özetle; müziğine

çok karışılıyor mu?

9- Tabii ki yoruyor ama insanın sevdiği işi yapması ve bundan geçimini sağlaması çok değerli

onun için yorgunluğunda bi değeri ve kıymeti var. Karışmak değil daha çok arzu ettikleri

dünyayı dile getiriyorlar ben de olabildiğince kendi dünyamla harmanlayıp bir çalışma

çıkartıyorum ortaya.

Yerli dizilerin yaylı enstrümanları bu kadar çok ağırlıkta kullanmasının sebebi nedir? Brass

ise hiç kullanılmıyor gibi…

10- İnan ben de bilmiyorum ama haklısın bir yaylı merakımız var :)) (daha da yaylııı :)) brass

ve üflemeli çalışmalar var tabii ki ama çok göz önünde değil. Yaylı meselesi aslında yapılan

dizilerin çoğunun dram altyapılı olmasından kaynaklanıyor. yaylılar; gerilimi dramı hüznü

aksiyonu kendi içinde paylaşan, mantıklı bir enstruman grubu. onun için çok tercih ediliyor

aslında.

Son iki yılda yaptığın işlere baktığında ne hissediyorsun? Yapay zeka’da geldi geliyor hop

derken karışır mı işler?

11- Son 2 yıl... Bergen, Gelsin hayat bildiği gibi, Annesinin kuzusu, Neslican, Prens... daha

yaptıklarım ama henüz yayınlanmayan projeler de var.. Hatta baya güzel çalışmalar. onların

da yayınlanmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Hepsinin yeri çok ayrı ve hepsini de çok büyük

bir keyifle yaptım. Yapay zeka... biz onu döveriz. Adı üstünde işte yapay zeka.. Acıyı ve

mutluluğu yaşamayanın melodisi olmaz. Anca taklit eder.

Röportaj: Yasemin ŞEFİK | Episode, Kasım 2023

Fotoğraf: Ece OĞULTÜRK