Oyunculuk nasıl bir serüven sizin için, nasıl başladınız?
Oyunculuk aslında çocukluğumuzdan itibaren içimizde olan bir yeti, bir oyun dürtüsü. Bunu meslek olarak seçtikten sonra hem kendi içindeki katmanlarını tanıyorsun -ki tanıman gerek- hem de teknik, psikoloji, sosyoloji, lehçe, vücut dili gibi birçok daldan faydalanıyorsun, öğreniyorsun. Oyunculuk sonsuz bir öğrenme, hissetme, yaşama isteği demek, bu yüzden oyuncunun hiç yaşı yoktur. Her oyuncunun içinde hep dünyayı yeni keşfe çıkmış bir çocuk vardır. Benim meslek olarak oyunculuk serüvenim çok küçük yaşta TRT Ankara Radyosu’nda dublaj eğitimleriyle ve dublaj yapmakla başladı. Bu süre zarfında ilkokul, ortaokul ve lise yıllarında, o zamanlar tek kanal olan TRT'de çocuk programlarında, bazı skeç programlarında oynadım. Haftasonları da AST'da çocuk tiyatrosu yapıyordum. Yani kendimi bildim bileli diyebilirim.
Bir oyuncu için en önemli argüman nedir?
En önemli argüman kendine inanmasıdır. Performansına, söylediği şeye, hareketlerine önce kendini inandırmalısın ki izleyenle aranda engelsiz bir yol oluşsun. Ruhun, içgüdün muhakkak bilir, bir yerde ters giden bir şey varsa, için söyler bunu. Belki o kadın ya da adam o ritimde hareket etmiyordur, daha hızlı ya da yavaş olman gerek, o duruş şekli o duyguya terstir yahut o durumda farklı bir duyguda olması gerek gibi.. her şeyi içindeki o karakter hep sessizce bağırır sana, durdurur, oynatmaz. O sese kulak verir, hemen değişirsen sahne de akar gider.
İlk rolünüz ve ilk heyecanınızı hatırlıyor musunuz?
Profesyonel bir anımı değil de, komik olsun diye ailecek güldüğümüz amatör bir anımı anlatmak isterim. Anaokul sonu müsameresinde bir tiyatro sahnesinde gösteri yapacaktık. Biz Pamuk Prenses ve Yedi Cüceleri’n şarkılı küçük bir kısmını oynayacaktık. Ben de yedi cücelerden biriydim. Düşünsene benden 6 tane daha olan bir rol. Rolümü hiç sevmemiştim, istememiştim. Bir de kostümler geldi. Siyah pantolon ve kahverengi gömlek. Kız, erkek karışık 7 çocuk aynıyız. Aynı hareketlerle saçma sapan bir şarkı söylüyoruz. Biz tam yedi cüceyiz, ondört kollu bir deviz. Aileler salonu doldurmuş, sırayla çocuklar gösterilerine çıkıyor, kuliste bekliyoruz, benim içimde bir sıkıntı, istemiyorum. Tam bize haydi çıkın dendiği anda kaçıp kulisteki bir eşyanın arkasına saklandım. Ailem beni izleyemedi ve sahnede altı cüce vardı ama istemediğim bir şeyi yapmadım. Her çocuk benzersizdir ve renklidir. Şimdi kızım da bir şeyi istemezse, onu zorlamıyorum ve hiçbir şekle sokmaya çalışmıyorum.
Çok güzel bir kadınsınız, bu formu nasıl koruyorsunuz?
Çok teşekkür ederim, güzel bakışınız için. Ama şu ara hiçbir şey yapmıyorum, yapamıyorum. Önceliklerim kızım ve işim oldu. Genetikle bu yaşa kadar getirdik durumu ama artık pilatese başlamam lazım :)
Güzellik önemli midir?
Kim ne derse desin, ben görünüşe önem veririm. Aslında bence herkes önem verir. Güzellik değil de bahsettiğim şey kendine gösterdiğin özen, önem. Kendini boşvermiş, kendine saygı duymayan insan hiçbir şeyi sevip, saygı gösteremez ki. Ben beğenirim kendini el üstünde tutan insanları.
Kardeşlerim dizisi ile ekranlardasınız, nasıl bu projeye dahil oldunuz, bu kadar sevilme sebebi ne oldu sizce?
Kardeşlerim dizisinde zayıf halka yok. Sağlam bir zinciriz. Harika bir senaryo, harika yönetmenlerimiz, reji ekibi ve teknik ekip, harika oyuncular, setteki saygı, birbirimizle çok iyi anlaşmamız ve bizimle beraber olan seyircimiz. Zayıf halka zinciri kopartır, çok şükür her şey olması gerektiği gibi.
Güçlü kadın olmanın yolları nedir sizce?
Ne istediğini ve ne istemediğini bilen, kendi değerinin farkında olan, hiçbir şeysiz de mutlu olabilen, zorluklarda da inandığı yolda devam edebilen ve aynı zamanda hayatla ve kendisiyle dalga geçebilen kadın ya da erkek illa ki güçlüdür yaşamda. Sebebe bağlı mutluluklar sevinçtir aslında, mutluluk sadece bir yaşam seçimidir ve inanın hep yanında promosyonlarıyla gelir.
Dizide canlandırdığın Nebahat karakteri sizce nerede yanlış yapıyor?
Ah Nebahat .. Çok tatlısın, kimseye yanlışın yok ama tek yanlışın kendine. Nebahat sadece kendine yanlış yapıyor. Kendi ayakları üstünde durup, tek başına hayatına yön vermeye korkuyor. Yirmili yaşların başından beri hayatında sadece eş ve anne olmuş bir kadın. Ne olursa olsun hep o çerçeveyi ve konfor alanını korumak adına kocasına inanmayı tercih ediyor.
Günümüzün en büyük sorunu Kadına Şiddet sizce neler yapmalıyız?
Önce kadınların kafa yapısı değişmeli. Şiddetin, vahşetin sebebi, çünküsü öylesi böylesi yoktur. Bir kere bazı kadınlar hemcinsleri için akıldışı yargılarda bulunuyorlar, kulaklarıma inanamıyorum. O da öyle yapmasaymış, böyle olmasaymış.. İnanılır gibi değil. Bu vahşeti değiştirecek, yok edecek olan bizleriz, kadınlar, anneler. Bir söz vardır; çocuğunu değiştirmek istiyorsan önce kendini değiştir. Çünkü çocuk evde ne görüyor, ne yaşıyorsa o olur. Bir anne kendi değerini bilmiyor, kız çocuklarını hiçe sayıp, erkek çocuğuna lüzumsuz bir öncelik tanıyorsa ne beklenebilir. Önce annenin eğitim alması gerek. Ama içerden bir düzen getirilemiyorsa, dışardan getirmek şart oluyor. O da yasalar. Bu durumda adalet sisteminde bu tür suçlara en ama en ağır cezalarla hüküm verilmesi şart, şart, şart.
Tiyatro-dizi-sinema bu üçlemede hangisi sizin için hangisi ağır basıyor?
Üçü de aynı değerde. Hiçbirini eksik görmüyorum.
Nasıl bir giyim tarzınız var, modayı takip eder misiniz?
Modayı takip etmeye çalışıyorum, daha doğrusu ister istemez takip ediyoruz. Gerek dizi çekimlerinde çok zevkli kostüm sorumlularımızdan, stil danışmanlarımızdan, gerekse sosyal medyada ya da etrafımızda gördüğümüz örneklerden zaten ister istemez bir algı oluşuyor kafada. Bunu üzerine en doğru şekilde oturtmak önemli olan. Bu da biraz kendi vücudunu tanımak ve göz zevkiyle oluşuyor. Şık ama rahat edeceğim tarzları seviyorum. Belli bir tarzım var diyemem, çünkü yeri geliyor eşofman giyme modunda oluyorum, yerine göre ceket-pantolon.
Asla giymem dediğiniz bir parça var mı?
Spesifik olarak bir parça su an aklıma gelmiyor ama bedeni olduğundan kötü gösterecek şeyleri tercih etmem. Kıyafet güzel yerlerini öne çıkarmalı ya da kusurları gizlemeli. Beli, kalçayı kalın gösteren ya da renk olarak öldüren, bacak boyunu kısa gösteren, kambur gösteren parçaları giymem öncelikle.
Sanatla ilgili olarak başka yaptığınız neler var?
Daha önce resim yapardım, ara ara şiir yazmaya çalışırdım içimden gelince. Ama şu ara sadece oyunculuk var. Başka şeylere vakit ve konsantrasyonumu veremiyorum.
Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Aşk harika bir duygu. Gözlerini parlatan, bütün bedenini yükselten, hayattaki bir hediye gibi. Her şeye karşı olan aşktan da bahsedebiliriz ama sorduğunuz karşı cinse olan aşk galiba. O da hakikaten hayatın lütfu gibi. Çünkü her ay aşık olmuyoruz. Hele bir yaştan sonra kolay kolay aşık olmuyoruz. İçimde zor rastladığım bir inci gibi aşk. Aşık olunca şükrediyorum.
Evlilik ve çocuk sizin için ne ifade ediyor?
Kızımdan sonra o güne kadar hep eksik yaşadığımı, kızımla beraber eksik parçamın tamamlandığını hissettim. Tarifi yok.
Canlandırmak istediğiniz bir karakter kaldı mı, kimin hayatını canlandırmak isterdiniz en çok?
Şu an bir karakter aklıma gelmiyor. Ama Aamir Khan'ın filmleri gibi öğretici felsefeleri olan filmlerde oynamak isterim. Karakter iyi ya da kötü karakter olsun farketmez, bütüne baktığında izleyende bir fark yaratmasını, günlerce düşündürmesini isterim.
Sosyal medya hayatımızın odak noktası oldu, aktif misiniz sizde?
Sadece Instagram kullanıyorum. Çok aktif olduğum söylenemez ama daha önceye göre aktifim. Takipçilerimi seviyorum, ara sıra onlarla iletişimde olmak beni de mutlu ediyor. Sosyal medya sayesinde artık biz de izleyicimize, onlar da bize ulaşabiliyor. Bu iletişim aslında işimize daha da özenle sarılmak konusunda şevklendiriyor. Hani aileni mahcup etmek istemezsin ya, onun gibi bir şey. İzleyicimiz de, takipçilerimiz de çok kıymetli.
Hayatta en çok neye sinir olursunuz ve sevinirsiniz?
En çok dürüst olmayan insana, riyakarlığa, yalana, gizli saklı arkadan kurulan hesaplara sinirlenirim. Benim dilim kalbime çok yakındır ve dürüst olabilecek kadar cesurum kendime, hesaplarla yola çıkmam. Karşımdakinden de bunu beklerim. Gülmeyi çok ama çok seviyorum. Bilmem ki, herhalde küçücük şeylere bile sevinirim. Yeter ki gülelim.
Bundan sonraki projeleriniz neler?
Hayat ne gösterir bilmem. İş anlamında “Kardeşlerim” devam ediyor. Az önce bahsettiğim gibi bir sinema filmi diyerek davet edeyim içimden, olsun :)
Sizin hayat mottonuz nedir?
Sevgiyle iste, inan, çalış ve doğru zamana güven.
BeStyle, Ocak 2022
Röportaj: Mukaddes Kaya
Fotoğraflar: Emel AĞCA