Aksel Bonfil’in yazıp yönettiği Levent Can, Hande Doğandemir, Erdem Kaynarca’nın rol
aldığı “Eksik”, Kadıköy Baba Sahne’de seyirciyle buluştu. 18 Kasım’da yeniden perde açacak
“Eksik”i oyuncularla konuştuk...
◊ “Eksik” perdesini açtı... Nasıl bir oyunla karşımızdasınız?
Oyunun manalı bir ismi var bence. Çünkü bütün hayat hep “Eksik bir şey var” diyerek
geçiyor. Nadiren bütün olduğunu hissediyorum. Ama o his de yine hemen geçtiğinden
eksikliğimle baş başa kalıyorum. O eksikliğin ne olduğunu bilmediğim bir insan yaşamı...
Bu oyunda da üç farklı örneğini görüyoruz. Üçü de kendini bütünlemeye çalışan, hayat
maceraları boyunca kendilerini bir bütün hissetmeye çalışan üç insan. Üçünün belki de
eksiklerinin çarpıştığı bir anıyı izliyoruz.
◊ Size göre hayatınızdaki eksiklikler nelerdir?
90’larda büyümüş bir çocuğum. O çocukluğumdaki kültür eksik. Mesela çocukluğumda
Türklere hep misafirperver denirdi. Artık hiç denmiyor çünkü değiliz. Nasıl olduysa hızlı bir
şekilde Türkler artık misafirperver değil. Herkes çok sinirli, huzurumuz eksik, birbirimize
güvenimiz eksik, birliğimiz eksik. Bunlar çocukluğumda var olan değerlerdi.
◊ Seyirci “Eksik” oyununa neden gelmeli?
Yüzleşmek. Belki de babasıyla arasını hiç olduramamış biri için bu oyun güzel bir yüzleşme
olabilir. Oğluyla belki arasını hiç olduramamış baba için de... Sevgilisiyle olduramamış bir
insan yüzleşme olabilir.
◊ Tiyatro sinemadan daha mı eğitici?
Sinemanın şöyle bir avantajı var. Bence öğretmek anlamında değil de... Bir maçı
televizyondan izlemek var, canlı izlemek var. Bir şarkıyı albümden dinlemek var, konserde
dinlemek var. Tiyatronun da böyle avantajı var.
◊ Son dönemde sizi ne mutlu etti?
Ben artık büyük mutluluk beklemiyorum hayattan. Küçük mutluluk peşindeyim. Bu sabah
sevdiğim çorabımı giymek beni mutlu etti mesela.