AMAÇ BIRAKTIĞINIZ İZİN KALICI OLMASI
Image

AMAÇ BIRAKTIĞINIZ İZİN KALICI OLMASI


Işıl Yücesoy, sanatla yaşayan bir ailede dünyaya geliyor. Dedesi Giriftzen Asım Bey, babası

müzik öğretmeni Selahattin Yücesoy, amcası müzisyen Musa Süreyya Bey, diğer amcası

ressam Asım Yücesoy, besteci ve piyanist halası Nihal Erkutun ve bir diğer tiyatrocu

halasıyla büyüyor. Ankara Devlet Konservatuvarı’nda tiyatro eğitimi alan değerli sanatçı

şöyle anlatıyor sanatla bir araya gelişini: “Eğer bir bayrak yarışını devam ettirmeye

niyetliysen o bayrağı asla yere düşürmemeye çalışmalısın. Ve bu çok büyük bir özveri,

çalışma ve disiplin gerektirir. Yorucu mudur? Evet. Çok büyük fedakarlıklar mı ister? Evet.

Hayatının bütün bir şablonunu bu olguya mı oturtursun? Evet. Peki, değer mi? Evet. Hayatta

başka hiçbir şey yapmayı düşünmedim. Ve mesleğimi çok severek ve inanarak yaptım.”

Yücesoy, İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda oynadığı Arthur Miller’ın Orkestra adlı oyunu ile

meslek hayatında önemli bir aşama kat ettiğini, Arsen Gürzap’ın rejisiyle o güne kadar

denemediği bir kadın tiplemesiyle, komple atlet olma çabasıyla bir basamak çıktığını dile

getiriyor. Çağan Irmak’ın Çemberimde Gül Oya projesinde üstlendiği Sema rolüyle dizi

sektöründe alışılagelmişin dışında bir karakter yaratmaya çalıştığı için daha geniş bir kitleye

ulaştığını belirten Yücesoy, “37 yıl gibi büyük bir aradan sonra müzik kariyer danışmanım

Hakan Eren’in yüreklendirmesiyle yapmış olduğum Zamansız adlı albüm de genç nesle

ulaşmama yardımcı oldu. Beni tanıyorlardı ama şarkı söylediğimi bilmiyorlardı” diyor. Sanat

hayatına girerken çok müzik dinlediğini, tiyatro seyrettiğini ve sanat olaylarını takip etmeye

çalıştığını söyleyen Yücesoy, “Eğer bütün sanat olaylarını izlemeyi, onları merak etmeyi

kendinize iş edinirseniz, daha doğrusu alışkanlık haline getirirseniz, hepsi size ilham kaynağı

olabiliyor. Üstelik bu, farkında olmadan gerçekleşiyor; birilerinden etkileniyorsunuz ama

itiraf edeyim ki kişi olarak hiç kimseden fazla etkilenmemeyi seçtim” şeklinde konuşuyor.

Sahneye konulan bir oyunu daha önce farklı bir ekip oynamışsa, bunu izlemekten de

kaçınıyor. “Bizim meslekteki en önemli basamak atlatıcı şey, risk almayı bilmektir. Başarısız

olabilirsiniz, hiç önemli değil. Çünkü hayatta başarısızlık başarıdan daha fazladır ama her

başarısızlık eğer nedenleri, niçinleri araştırırsanız sizi başarıya taşır.” Tiyatro, sinema ve

müzikle iç içe bir yaşam süren Yücesoy, hiçbirini birbirinden ayırt edemiyor ve tüm

branşların kendisini beslediğini anlatıyor: “Benim esas işim söz. Dolayısıyla hangisini

yaparsam yapayım esas mesleğimi yapmış oluyorum. Benim yaptığım her profesyonel işin

içinde tiyatro var ve her denediğim branş ondan yeni bir şeyler öğrenerek yeni ufuklara

açılmama neden oluyor.” Her değerli isim gibi bugün ulaştığı noktaya kolay gelmemiş

Yücesoy. Yürüdüğü yolda hem doğru hem de zorlu kararları olmuş. İzmir Devlet

Tiyatrosu’nda çalışırken monoton gördüğü hayata dayanamayarak istifa etmesini şöyle

açıklıyor: “İstifam bence en akıl yürüterek yaptığım şeylerden biriydi mesleki olarak. Çünkü

bilmediğim bir dünyada risk almaya başlamıştım, bilmediğim bir dünyayı tanımaya

başlamıştım, şarkı söylemeye başlamıştım. Devletin güvencesinden kurtulup hayatımı kendim

kurmayı istedim. Bütün bunlar gözlemlerimi artırdı tabii. Çile çekmedim mi, çektim.

Yorulmadım mı, yoruldum ama büyüdüm. Bu bence vermiş olduğum en akıllıca karardı.

Hatalara gelince, hatalar hep var, yeter ki hata yaptığınızı kabul edin ve o hatanın getirdiği

tokatı suratınızda hissedin; hatasız hiçbir şey olmaz.” Değerli sanatçı, geride bırakılan

zamandan ders almanın mutluluk verici olduğunu ve bir sanatçının her zaman önüne bakması

gerektiğini de sözlerine ekliyor. Yolun başında olan oyuncuların yalnızca ‘kendi’ olmaları

gerektiğini söyleyen Işıl Yücesoy, kendi kişilikleri, yetenekleri ve öz varlıklarıyla var olma

çabasına girmelerini öneriyor. “Toplum karşısında bir rol model olduklarını asla

unutmamalılar ve risk almayı bilmeliler. Bütün genç arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Hiç

kimse gökten zembille inmiyor. Çaba olmadan, liyakat sahibi olmadan, etik değerleri göz

önüne almadan bu sanat yapbozunda sadece geçici olarak yer alırsınız. Oysa amaç,

bıraktığınız izin kalıcı olmasını sağlamaktır.”

Vogue Mart 2024