ÇALIŞKAN, SAMİMİ VE YAKIŞIKLI
Image

ÇALIŞKAN, SAMİMİ VE YAKIŞIKLI


Oyunculuğa tiyatro sahnelerine adım atarak, aşkla bağlanan genç bir oyuncu Faruk Pakiş… Televizyon kariyerine TRT’nin “İncir Ağacı” dizisiyle başlamış, sonrasında ise “Mahrem” adlı projeyle ekran önü yolculuğuna devam etmiş. Faruk Pakiş’le eğitimlerini, hayallerini, hayata bakış açısını ve şimdilerde rol aldığı TV8’in yeni dizisi “Canım Annem”de canlandırdığı karakterini konuştuk.

 *Kısaca kendinden bahsedebilir misin?

29 yaşındayım. Bağları kuvvetli, büyük bir aile içinde büyüdüm. Bursalı’yım, aslen Makedonya göçmeniyim. Büyüdüğüm ve yetiştiğim mahalle; Bursa’nın merkezinde, tıpkı bir Balkan coğrafyası gibiydi. Hâliyle sosyal ilişkilerim de küçük yaşlarda gelişti. İlk, orta ve lise eğitimimi Bursa’da aldım. Hareketli, enerjisi yüksek bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçirdim. Bugünkü mesleğimin ve ilgi alanlarımın temelini lise yıllarımda atmaya başladım. Ardından Süleyman Demirel Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde lisans eğitimimi tamamladım. Üniversite çağıma geldiğimde oyunculuk için çalışmalara başladım. Kendi kurduğumuz ekiple çektiğimiz kısa filmlerde ve televizyon reklamında oynadım. Mezun olduktan sonra İstanbul’a yerleşip sahne sanatları, temel oyunculuk ve kamera oyunculuğu üstüne eğitimler aldım. Boğaziçi Oyuncuları’nda yetişkin tiyatrosu, Uygur Sanat ekibinde çocuk tiyatrosunda sahne aldım. Televizyon kariyerime TRT’nin ‘İncir Ağacı’ dizisinde Yavuz karakterine hayat vererek başladım. Ardından TRT’nin hem TV hem dijital mecrada yayınlanan ‘Mahrem’ adlı projesinde Hamza karakterini canlandırdım. Şimdilerde ise Kerem karakteriyle TV8’de yayınlanan ‘Canım Annem’ dizisinde rol alıyorum.

*İlk ne zaman oyuncu olmaya karar verdin?

19 yaşındaydım.. Pek yakın bir dostum (Tolga Ordu), senaryosunu kendi yazdığı bir kısa film çekeceğini ve benimle bir yol yürümek istediğini söyledi. Küçük bir ekip kurduk, ‘Geri Dönüşüm’ adlı bir kısa film çektik. Bu özel filmin ardından oyunculuk yapmaya karar verdim.

*Seni oyuncu olmaya yönlendiren, oyunculuk aşkını fitilleyen şey tam olarak ne oldu?

İstanbul... İlk reklam çekimimi yaptığım gün, aradığım şeylerin bu şehirde olduğuna inanmıştım. O zamandan bu yana tam 9 yıl geçmiş…

“Tenis, binicilik ve yüzme eğitimleri aldım”

Oyunculuk harici neler yapıyorsun? İlgi alanlarının, aldığın eğitimlerin oyunculuğa katkısı olduğunu düşünüyor musun?

Oyunculuğun yanı sıra; tenis, binicilik ve yüzme eğitimleri aldım. Dayım, eski millî sporcu.. Özellikle yaz aylarımı onun yanında geçirerek küçüklüğümden beri fiziksel olarak form tutmanın, disiplinli olmanın, belirlenen hedef gerçekleştiğinde bir üste çıkma gayretinin ne kadar meşakkatli bir süreç olduğunu anlamamı sağladı.

“Oyunculuk, hüner gerektiren bir performans işi”

*Kariyer yolculuğun sırasında pes etme noktasına geldin mi hiç? Böyle durumlarda modunu yükselten, seni yeniden ayağa kaldıran şey ne oldu?

Elbette oldu. Mesleğim nihayetinde hüner gerektiren bir performans işi. Yaşamımın her alanına sirayet ediyor. Psikoloji, beslenme, uyku düzeni, sosyal çevre, iletişim.. Her birini dengede tutmak gerekiyor. Beklentiler ve aidiyetler de devreye girdiğinde bu dengeyi kurmak zaman zaman yorucu olabiliyor. Motiveyi çok öz bir kelimeyle tarif etmek isterim; çalışmak. Anton Çehov’un da dediği gibi; “Bizi ancak çalışmak kurtarır.” Yaptığım şeyi ciddiye alıp, kafa yatırmak; her şeyi boş verip odaklanma gayretine girmek beni motive eden yegâne çözüm yolu.

*Canım Annem dizisinde nasıl bir karakteri canlandırıyorsun? Çekimler nasıl gidiyor?

Kerem Çelik; aklı başında, sağduyulu, çevresine güven veren, kendini geliştirmiş merhametli ve kendinden emin biri. Kötü, kirli işler yapan bir baba ve dünyalar iyisi bir annesi var. Babasının kötülüğünü, zulmünü görerek doğru ve güçlü biri olmak için mücadele veriyor. İnanarak oynadığım bir karakter.

*Bu rolde seni çeken şey ne oldu? Aranızda benzerlikler var mı?

Kerem, iyi analiz edeceğim biri, çok tanıdık.. Nasıl biri olduğu, yaşamdan beklentileri, eğilimleri ve daha bir sürü şey... Cast olarak da kendime uygun gördüğüm bir rol. Aramızdaki benzerliklere gelince, o kadar doğru biri ki, takdiri beni tanıyanlara bırakıyorum.

*Senin hayalinde nasıl bir rol yatıyor?

Fikirleri uğruna mücadele veren, bu yolda bedel ödeyen, yaşadıklarından dolayı duygu geçişleri yoğun ve sonunda başarmış bir karakteri oynamayı çok isterim. Hikâyenin başlangıcı ve sonucundan ziyade aradaki ‘yol’ beni daha çok heyecanlandırıyor. Bir gün böylesi derinliği olan bir rol oynayacağımı umuyorum.

*Oyunculuk senin için ne anlam ifade ediyor?

Açıkçası var oluşu anlamlı kılma biçimi.. İstisnasız her kişi, yaşamın içinde farklı biçimlerde bir var olma mücadelesi veriyor. Bir söz söylüyor.. Eylem hâlinde oluyor.. Durup düşünüyor, anlamlandırıyor.. Susuyor.. Daha bin tane mesele. Ben oyun kurulduğunda bu ve benzeri bambaşka duyguları deneyimliyorum. Merak ettiğim şeyleri gerçekleştirme fırsatı buluyorum. Bir nevi beni seyredenlere dert anlatıyorum. Bu biçim beni inanılmaz keyiflendiriyor.

*Mesleğine dair gerçekleştirmek istediğin en büyük hayalin ne?

Yaşamak, kendi içinde zorluğu barındırır. Yolu anlamlı yapan da bu zorluklardır. Bu zorlukları az veya çok diye tanımlamak pek doğru gelmiyor çünkü zorda olan çok insan gördüm, tanıdım. Onlara haksızlık etmek istemem. Benim de herkes kadar güçlük çektiğim oldu diyelim. Eğer ki bu kendini bulma yolculuğunda izleyici tarafından kabul görmüş bir ödül kazanırsam hayalimi gerçekleştirmiş olurum. İşte o zaman anlatmak istediğim her şeyin bir manâsı olabilir.

“Oyuncu olmasaydım gazeteci olurdum”

*Oyuncu olmasaydın yapmak isteyeceğin bir meslek var mı?

Gazeteci olurdum.

*Çekimler haricinde özel hayatında neler yapmayı seversin? İlgi alanlarından bahseder misin?

Ailemle ve sevdiklerimle vakit geçirmeyi çok severim. Onlar benim için çok değerli. Gezmek, bilmediğim yerler keşfetmek, lezzetli bir tatlı yemek, futbol maçı seyretmek, oyun izlemek, sonrasında kritiğini yapmak…

*Oyunculuk haricinde aktif olarak ilgilendiğin bir şeyler var mı?

•Ciddi anlamda kafa yorduğum alanlar var. 14-15 yaşımdan beri tarih, felsefe, sosyoloji konularıyla ilgileniyorum. Bu alanlarda deneme yazmak, tespit yapmak, okuyup araştırmak ve kavramsal bir temellendirme yapmak beni besliyor.

“Düzenli olarak spor yapıyorum”

*Spor yapıyor musun? Sağlıklı beslenme ve düzenli bir hayat senin için ne ifade ediyor?

Evet, programlı olarak spor yapıyorum. Her ne kadar tatlıyı bırakamasam da sağlıklı beslendiğimi söyleyebilirim. Düzenli bir yaşam, insanın her anlamda dengeli olmasını sağlıyor. Yaşam içindeki eylemlerinde de belirleyici olduğunu düşünüyorum.

*Son olarak neler eklemek istersiniz?

Son söz olarak da benden desteğini esirgemeyen, güvenen ve benim için çabalayan; mesleğe başladığımdan bu yana hayranlık duyduğum, Türk sinema sektörünün asil kadını, menajerim sevgili Tümay Özokur’a teşekkür ediyorum. İyi ki var ve iyi ki bu güzel yolculuğu onunla birlikte paylaşıyorum..

Röportaj: Kıvanç TERZİOĞLU, Önce Vatan Gazetesi

Fotoğraflar: Ece OĞULTÜRK