1- Hikayen nasıl başlıyor, kendinden bahseder misin?
Sakin, kendi halinde bir çocuktum. Bebeklerle oynayan bir kız çocuğu değildim açıkçası, ağaç tepelerinden inmezdim. Küçük bir mahallede; dedem, anneannem, annem ve dayılarımla büyük bir aile içinde büyüdüm. Dedemin kıraathanesi vardı ve odunculukla uğraşırdı. Okul çıkışı ona yardım ederdim. Küçük yaşlarımdan itibaren bu durum alışkanlıklarımdan oldu aslında. Okul yıllarımda hafta sonları ya da yaz tatilleri hep çalışır, harçlığımı kendim kazanırdım. Daha sonrasında ise voleybol girdi hayatıma.. Okul, spor, iş üçgeninde çok yoğun bir hayata atıldım erken yaşta. Bu konuda aileme minnettarım beni hem çok desteklediler hem de hayata dolu dolu hazırladılar. Beden Eğitim ve Spor Yüksek Okulu’nda üniversite eğitimimi tamamladım ve voleybol kariyerime devam ettim.
2- Uzun yıllar profesyonel olarak voleybol oynamışsın, modelliğe geçişin nasıl oldu?
2006’da üniversitedeyken yaz tatilinde İstanbul’a gelerek spor okulunda işe başladım. Orada Arzum Onan’la tanıştım ve beni Gaye Sökmen Ajans’a yönlendirdi. Ardından Super Lady Yarışması’nda birinci oldum, Best Model Yarışması’nda ikinci oldum. Böylelikle modellik kariyerim de hızlı bir şekilde başlamış oldu.
3- Modelliğin yanında oyunculuk da yapıyorsun. Süreç nasıl gelişti?
Oyuncu olmak her zaman hayallerimin arasındaydı. Modellik kariyerim devam ederken bu sebeple oyunculuk eğitimlerine de başladım... Güzel, keyif aldığım projelerde de yer aldım ve bu işi çok sevdiğimi anladım... İşinizi severek ve çok isteyerek yapıyorsanız, kendinize hedef koyduğunuzda da zaten başarı arkasından geliyor.
4- Kadın bedeni toplumsal olarak herkesin kendinde söz hakkı gördüğü bir alan oldu. “Cildimizde kırışıklık olmamalı, selülit düşmanımız, fazla kilolardan hemen kurtulmalıyız”. Bu güzellik dayatmalarıyla herkes aynılaştı. Ne söylemek istersin bu konuda?
“Fiziksel görünüm” kadına dayatılan toplumsal baskılardan sadece bir tanesi.. İyi bir eş olmak, iyi bir anne olmak, zamanında evlenmek, evinin kadını olmak, giydiklerine dikkat etmek ve daha bir sürü şey sayabilirim... Her kadın, kendini nasıl iyi hissediyorsa onu yapmalı, onu söylemeli, öyle davranmalı! Kendi adıma konuşmam gerekirse de, kadın ya da erkek, kilonun sağlıklı olmadığını, sağlıklı beslenmenin yaşam kalitesini yükselttiğini savunanlardanım. Güzellik dayatmalarıyla ‘herkes aynılaştı’ fikrine zaman zaman katılıyorum ama dediğim gibi bu tercih ve kişinin kendi kararıdır. Bu algıları yıkmak, yine kendi elimizde...
5- Trendler çok hızlı değişiyor. Adeta bir tüketim çılgınlığı yaşıyoruz. Sence sektörün İyiye ve kötüye giden yönleri neler?
Her alanda müthiş bir tüketim çılgınlığı yaşıyoruz. Gelişen teknoloji ile birlikte de her şey çok hızlı bir şekilde ilerliyor ve değişiyor. Bence insanların merak duygusu git gide kayboluyor... Eskisi gibi bir şeyi keşfederken, araştırırken ki heyecanımızın kalmadığını düşünüyorum. Dizi ve film sektörü konusunda bu hızlılığı seviyorum aslında. Eskiye göre dijital platformların da devreye girmesiyle dünya çapında ses getiren, başarılı projelere de imza atıyoruz ülke olarak. Bu birçok oyuncu ve sektörün diğer emekçileri için de mükemmel bir fırsat bana göre...
6- Bize bakım ve güzellik ritüellerini anlatır mısın? Cildin ve saçların için neler kullanıyor, nasıl bakımlar yapıyorsun?
Cildime düzenli olarak peeling yapıyorum ve haftada 1 mutlaka maske uyguluyorum. Günlük C vitamini serumlarımı ve almam gereken vitaminleri -magnezyum, kolajen, hyalüronik asit, çinko gibi- asla aksatmıyorum. Saçlarıma mutlaka haftada bir protein bakımı, defne yaprağı maskesi ve her gün serum uyguluyorum. Bitki çayları, kefir vazgeçilmezim. Düzenli olarak spor yapıyorum. Pilates eğitmeniyim aynı zamanda, pilates, fitness yapıyorum, bisiklete biniyorum. Spor, hayatımda beni deşarj eden en önemli aktivitem.
7- Stilini nasıl tanımlarsın? En çok neye para harcarsın, gardırobundaki en sevdiğin parça nedir?
Sade, şık ve spor diyebilirim. Sanırım en çok elbise ve spor kıyafetleri seviyorum. En çok parfüme para harcıyorum..
8- Günlük stilde seni tanımladığını düşündüğün aksesuarların var mı?
Şapka ve gözlük delisiyim. Takının her türlüsünü severim ama küpe ve saat vazgeçilmezimdir.
9- 2016 yılında Survivor ünlülerde yarıştın. Ne öğretti sana Survivor adası?
Normal hayatımızda kendimizi dinlemeye ve yalnız kalmaya fırsatımızın çok da olmadığını gördüm Survivor’a gidince. Herkes bir mücadele halindeyken çok şey kaçırıyor bence hayatın güzelliklerinden, anlamından… Orada kendimle baş başa kaldığım süre epey fazlaydı ve bu güzel bir tecrübe yaşattı bana. Bunun dışında doğayla bu kadar iç içe bir daha olamayacağımı anladım. Her gün yarışlara gittiğimizde balinaları görüyorduk. Muhteşem bir deneyimdi Survivor benim için.
10- Teklif gelse yine yarışır mısın?
Psikolojik olarak da fiziki olarak da epey zorlu bir yarışma Survivor. Ben çok hazırlanmadan 1 ay gibi bir süre içinde toparlanıp gitmiştim. Tekrar katılacağımı sanmıyorum ama eğer böyle bir karar verirsem en az 1 sene boyunca yoğun bir şekilde kendimi spora vermem gerektiğini biliyorum.
11- Sosyal medyayı aktif kullanıyor musun?
Sadece Instagram kullanıyorum ama bazen gerçekten kapatmak istediğim, sıkıldığım zamanlar oluyor tabii. Fazlasıyla acımasız, sebepsiz yere hakaret eden insanlarla karşılaşıyorum, tam bir çılgınlık! İnsanlar kendi mutsuzluklarıyla ilgilenmektense, başkalarının mutluluğuna kafa yoruyorlar... Seyahat etmeyi çok sevdiğim için ben genellikle gittiğim yerleri insanlarla paylaşmayı seviyorum. O yüzden Instagram benim için güzel bir mecra.
12- Önemli kararların eşiğindeyken mantığınla mı yoksa iç sesinle mi hareket edersin?
Keşke mantığımla hareket eden biri olsaydım ama maalesef o iç ses beni ağına düşürüyor… Yaşadığım tecrübelerden yola çıkarak mantığımı harekete geçirmek için kendimi eğitmeye çalışıyorum.
13- Aşk senin için ne ifade ediyor? Nasıl biri seni duygusal olarak etkileyebilir?
Aşk bence körlüktür. En azından benim için öyle.. Aşık olduğumda görmem gereken şeyleri asla göremiyorum... Çok içten, sebepsiz yere gülümseten, mutlu eden bir şey ama kısa bir süreliğine... Çok klişe gelecek belki ama güven duymak benim için çok önemli. Yalana asla tahammülüm yok. Dürüst ve ne istediğini bilen biri beni etkileyebilir.
14- Hayat motton nedir diye sorsam?
Çok var:) ama bugün okuduğum bir şeyi yazabilirim buraya "Hiçbir zaman bırakmaya başlama, hiçbir zaman başlamayı bırakma!”
15- Bundan sonrası için neler var hedeflerinde?
Oyunculuk, modellik ve sunuculuk devam ediyor. Bunun yanı sıra pilates eğitmeniyim ve bununla ilgili ilk planlarımdan biri stüdyo açmak. Kendime hedefler koymayı seviyorum. Hedeflerime ulaşınca arkasından yeni hedefler geliyor. Bu hayatta şundan eminim ki, bir şeyi çok istediğinizde size kendinizden başka hiçbir şey engel olamaz!.
Röportaj: Zişan SEÇKİN | Ankara Life
Fotoğraflar: Ece OĞULTÜRK