Oyunculuğa Ferhunde Hanımlar dizisi ile başladınız, hepimiz sizi oradan çok iyi hatırlıyoruz. O günden bugüne sizce neler değişti?

Zaman geçtikçe ve ilerledikçe, beraberinde her şeyi de değiştiriyor. Hem değişiyor, hem gelişiyorsunuz. Bu herkes için geçerlidir. Benim de oyunculuk tecrübelerim, hayata ve olaylara bakışım, geliştiğini düşündüğüm şekilde değişti.

Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?

İlkokuldan beri süregelen bir istekti. Daha doğrusu bir gönüllülüktü oyunculuk. İlkokulda dublajla başladı bu aşk. Sonrasında çocuk programları, çocuk tiyatrosu.. O zamanlarda da olduğu gibi hiçbir zaman hobi olarak görmedim. Hedefim hep konservatuvardı. Ferhunde Hanımlar'a başladığımda bile "tamam, artık oyuncu olmaya başladım" diye düşünmedim. Konservatuvar sınavını kazanmak için ve eğitimle beraber ilerleyecek bir tecrübe diye baktım.

Eğer bu mesleği yapmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?

Şu an başka bir mesleğe duyduğum bir aşk yok. Yemek yapmayı hiç sevmem, yaparken çok sıkılırım, sıkılıp bazen yarım bırakırım fakat pasta yapmayı çok sevdim. Kızımın doğum günü için hayatımda sadece iki kere pasta yaptım ama çok zevk aldım. Üstelik beni bile şaşırtacak kadar güzel ve çok lezzetli oldu diyebilirim. Bu süreçte pasta yapma videolarını, programlarını izlemekten de zevk aldığımı farkettim. Şeker çok zararlı ama sadece özel bir gün için olacağı düşüncesi, zararlı bir şey yaptığım hissini geçiştiriyor. Üstelik ortaya çıkacak şey tamamen sizin yaratıcılığınıza özel oluşuyor ve çocuğunuzu mutlu edecek bir konsepte dönüşmesi de cabası. Meslek olarak değil belki ama hobi olarak pastacılık eğitimi almak isterim.

Yıllardır tarzınız ve duruşunuzla hep aynı çizgide ilerliyorsunuz ve bu çizgilerin dışına çıktığınızı hiç görmedik. Herkesin başarması zor bir denge ve disiplin olsa gerek, siz nasıl yorumlarsınız?

Teşekkür ederim böyle düşündüğünüz için. Ne söyleyebilirim bilmiyorum. Tanıdığınız biri için "o şöyledir, bunları sever, bunları asla yapmaz, öyle yaptıysa, dediyse muhakkak bir sebebi vardır" diye düşünmek, yani bir insanın karşısındakine gol atmayacak bir çizgisinin, duruşunun olması çok güven sağlayıcı bir durum. Çevremde böyle insanlar olmasını seviyorum. Ben de naçizane öyle yaşıyorum. Bilmiyorum, içten gelen bir şey. Tabii ki, hepimizin hayatında bir sürü çalkantılar oluyor, birçok kez duygusal tepkiler veriyoruz, duygusal kararlar alıyoruz. Hiç kimseyi de yargılamam. Herkesin kendi yoludur ve herkes kendini ve mutluluğunu farklı yollarla bulur. Kendine ve bir başkasına zarar vermediği, ihlal etmediği ölçüde herkesin istediği gibi yaşaması gerektiğini de düşünen biriyim.

Pandemiden beridir bir gününüz nasıl geçiyor?

Tam bir asosyalim diyebilirim. Dizi çekimi, gerekli ihtiyaçlar ve kısıtlı sayıda arkadaşlarımla görüşmekten başka dışarı çıkmıyorum. Evde ailemle ve kendimle zaman geçiriyorum.

Sizi ifade eden tarz hangisidir, ne tarz giyinmeyi seversiniz?

Benim spesifik bir tarzım yok. Mesela sete giderken hep eşofman ve spor tarz tercih ederim. Bahar ve yaz aylarında cıvıl cıvıl renklere gider gönlüm. Bir etkinlikte genelde siyaha gider elim. Ama genel olarak güçlü ve dişi durması ortak tercihim. Spor bir kıyafet ya da maskülen bir tarzda bile bir yerinde bir dişilik olmasını isterim.

Olmazsa olmazlarınız neler, hangi aksesuarlar olmadan çıkmazsınız?

Öncelikle parfümümü almadan çıkmam. Güzel kokuları çok severim. Hem kendimde, hem de başkalarında. Bir de güneş gözlüğümü mutlaka alırım. İş harici pek makyaj yapmıyorum ama makyaj yaptıysam pudra, göz kalemi ve rujumu mutlaka yanıma alırım. Sanırım bu kadar. Kolye boynumda alerji yapar, saat, bilezik ve yüzük de beni rahatsız ettiği için takamıyorum. Sadece sette. Çok fazla aksesuarım yok galiba.

Cilt bakımı konusunda tavsiyeleriniz neler, sizin günlük rutininiz nasıl?

Makyaj temizleyicisi, üstüne tonikle bir kere daha temizleme ve sonrasında buzdolabımda küçüklüğümden beri olmazsa olmazım gülsuyu-gliserin-limon karışımımı sürerim. Cildim onu emdikten sonra da krem sürerim. Başka da hiçbir şey yapmıyorum. Gülsuyu-gliserin ve taze limon suyunu bir şişede buzdolabınızda hep bulundurmanızı ve her akşam çalkalayıp sürmenizi tavsiye ederim. Sadece yüzünüze değil, tüm vücudunuza. Çok beğeneceksiniz.

Spor yapıyor musunuz, formunuzu neye borçlusunuz?

Bir türlü bir spor salonuna başlayamadım. Ama evde belli hareketlerle sürekli bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Çok güzel ve etkili hareketler var. Günde bir buçuk saat ayırarak, ağırlık, dumbell olmadan da kendi ağırlığıyla herkes rahatlıkla istediği forma kavuşabilir. Karın, bacak, popo sadece 1, 2 ayda şekillenebilir. Arada bir gün dinlendirerek evde yapıyorum. Set yoğun olursa ya da hastaysam, yorgunsam bu dinlendirme süresi 2,3 güne çıkıyor ama yine de bırakmıyorum.

Kardeşlerim dizisi oldukça ilgi görüyor, Nebahat de dizinin en cesur karakterlerinden birisi. Siz onu nasıl anlatırsınız? Size ne kadar benzer, ne kadar yabancı?

Çok benzer yanımız yok aslında Nebahat ile. Nebahat'in sadece kendi dünyasını önemseyen, kendi dünyasını koruyan bir hak anlayışı var. Ne olursa olsun konfor alanından çıkmak istemeyen bir kadın. Ben, bana ters gelen, kabul edemeyeceğim durumlarda rotamı hemen konfor alanımdan ya da duygusal bağlılıklarımdan başka yöne çevirebilecek bir kadınım. Çok da büyük konuşmak istemiyorum, hayat herkese farklı şeyler yaşatır ama bugüne kadar böyleydi.

Giriş sayfası için aşağıdaki soruları bir kaç kelimeyle cevaplarsanız çok sevinirim:

Her daim kullandığınız aksesuar?

Güneş gözlüğü

Kombinlerinizde en sevdiğiniz renk?

Canlı renkleri seviyorum.

Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Rahat ama dişi.

Tatile giderken yanınızdan ne eksik olmaz?

Kitap, minik bluetooth hoparlör, kişisel bakım için gerekli şeyler.

Dinlemekten vazgeçmeyeceğiniz şarkı?

İnsanın sıkılmayacağı hiçbir şey yok. O yüzden tek bir şarkı ismi veremeyeceğim. Türkçe; klasiklerden Müzeyyen Senar ve Müslüm Gürses'in bazı şarkıları, Selami Şahin'in Ben Sevdalı Sen Belalı, Melis Sökmen Deli Mavi yorumu, Ahmet Kaya İçimde Ölen Biri Var, Redd'in bazı şarkıları. Yabancılardan ise; Pink Floyd, Bob Marley, Scorpions, Radiohead, ACDC, Led Zeppelin, Janis Joplin, Beth Hart, Norah Jones'un bazı şarkıları. Djelem djelem, Lelo gibi balkan şarkıları, Querer, Gracias a la vita, Bessame Mucho gibi İspanyolca şarkılar. Küçüklüğümün More than Words, Nenanana gibi şarkıları. O kadar çok ki...

En sevdiğiniz dizi?

Biraz taraf olacağım bu cevabımda ama “Kardeşlerim”.

Röportaj: Merve KARA | Mother’s Life / Şubat 2022

Fotoğraflar: Ece OĞULTÜRK