Genç yaşlarından itibaren tiyatro sahnelerinde, TV dizilerinde ve sinema dünyasında başarılı
işlere imza atan Lemi Filozof şimdi de yazar kimliğiyle karşımızda. İçindeki çocuktan yola
çıkarak yazdığı ve Uçan At etiketiyle yayınlanan ´Lemi Abi ve Zuzi Uzay Macerası´ adlı
kitabı küçüklerde gezegenler, iklim krizi, özeleştiri, empati ve benzeri pek çok konuda
farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Lemi Filozof ile keyifli bir sohbeti paylaştık.
Çok yönlü bir sanatçısınız; sinema, tiyatro, televizyon dizileri ve seslendirme… Şimdi
yazarlık da eklendi kariyerinize. Kitap yazmaya başlamanız nasıl oldu?
Öncelikle tüm Şalom okuyucularına selamlarımı gönderiyorum. Çok yönlülük; zamanla
biriken tecrübelerimin güzel ve farklı projelere yol açmasıyla yavaş yavaş vücut buldu
diyebilirim. Hiçbir şey hızlı olmadı; her şey çay gibi demleniyor bence... Kitap yazma fikri
ortalarda hiç yoktu aslında; başarılı yazar Recep Kayalı benimle bağlantı kurdu, tanıştık.
Kendisi aynı zamanda Uçan At Yayınevinin genel yayın yönetmeni (Sonrasında kitabımın
editörlüğünü de başarıyla üstlendi). TRT Çocuk ekranlarının yanı sıra, YouTube’da yazıp
oynadığım çocuklara faydalı ve eğlenceli içerikleri işaret etti. “Neden yazmıyorsun abi? Sen
yazmalısın” deyip aklıma böylesine güzel bir fikri soktu. Heyecanlandım ve hemen kabul
ettim, yolculuk böyle başladı. YouTube’daki ‘Lemi abi ve Zuzi’ içerikleri, bu romanın
kurgusuna da temel oldu diyebilirim.
Neden çocuk kitapları? Büyükler için kitap yazmayı düşünmez misiniz?
Çağan Irmak’ın hüzünlü bir önermesi vardı; “İnsanlar büyüdükçe hayalleri küçülür mü?”
Küçülüyor... Her genellemede bir kabalık vardır; genellemek istemem fakat biraz böyle
olduğunu düşünüyorum ve görüyorum. Yetişkinler çocuklar kadar zihinlerini ve hayal
dünyalarını açamıyor. Yetişkin olmak bence eğlenceli bir şey değil. Düşünce kalıplarına
sıkışmış, yeni bilgiyi, yeni vizyonları kabul edemeyen yetişkinlerin yanında çocuklar gökyüzü
gibi, uzay gibi sonsuzca uçabiliyor, ayak uydurabiliyor ve düşlere önyargısız dalabiliyor.
Çocuklara yazmak eğlenceli ve heyecan verici. Yetişkinlere yazmak istemiyorum diyemem
ama şimdilerde önceliğim değil demek daha doğru.
‘Lemi Abi ve Zuzi Uzay Maceraları’ farklı bir çocuk kitabı. Uzay, gezegenler, iklim krizi gibi
konular şimdiki çocukların ilgi alanları. Kitabınızda sevgi, dostluk, doğa sevgisi,
yardımseverlik, fedakârlık gibi kavramlar da yer alıyor. “Kitabı pedagog denetiminden
geçerek hazırladım” diyorsunuz ve yazmak için uzun bir araştırma yapmanız gerekti şüphesiz.
Biraz bu araştırma sürecinden bahseder misiniz?
Uzay, gezegenler ve iklim krizi gibi konular, festival ve konferanslarda çocuklarla sohbet
ettiğim ve üstünde durduğum, fikirlerimi detaylıca paylaştığım temalar. Bahsettiğiniz
kavramlar ise romanın içinde didaktiklikten uzak bir şekilde vermek istediğim bu değerler
eğitiminin en güzide kavramları. Özellikle bu romanda; özeleştiri ve empatiye daha çok
büyüteç tutmaya çalıştım. Bunun yanı sıra eşim deneyimli bir fen bilgisi öğretmeni. Zaten
meraklısı olduğum uzay, gezegen, zaman, fizik ve kimya gibi konularda bana çok destek
oldu; bilmediklerimi öğretti ve kurguma ayrı bir derinlik kattı. Detaylara boğulmadan,
eğlendirerek bilgilendirmeye çalıştım. Uzun zamandır çalıştığım ve çocuklar için yazdığım
tüm senaryolarımı denetleyen Psikolog Merve Polat da pedagojik açıdan iyi ve faydalı bir
çizgide ilerleyebilmem için bana yol gösterdi, düzeltmeler yaptı.
Sevgi kavramı üzerinde çok durmuşsunuz. Öz Eleştiri ve Empati Bakanlığı, Bencillikler
Gezegeni gibi unsurlar çocukları eğlendirirken önemli mesajlar da iletiyor. Yani kitap hem
eğlendiriyor hem de eğitiyor. Böyle bir yol seçmeniz nasıl oldu?
‘Sevgi’ yaşamın anlamıdır. Ne açıdan bakarsanız bakın; insanlar bu dünyada her şeyi
sevilmek ve ilgi görmek için yapar. Zalimler bile sevgiyi ararlar. Çünkü sevgiden yoksun
büyümüş ve bırakılmışlardır. Paranın satın alamayacağı tek kavramdır. Çünkü para sevginin
sadece ‘taklidini’ satın alabilir. Evren ve yaşam hatta dünya dışı yaşam, sadece sevgi için
vardır, sevgiden ibarettir. Yanı sıra öz eleştiri, empati, yardımseverlik, gerçek dostluğun
gücü... Bunlar yaşamımda büyük yer kaplayan kült kavramlar. Önem verdiğim değerleri
çocuklarımızla paylaşmak istiyorum. Özellikle gittikçe yozlaşan, iyiyle kötünün, eğriyle
doğrunun yer değiştirdiği ‘Post-Truth’ çağında, çocuklarımız için özeleştiri, empati, dürüstlük
ve erdemli bir şekilde yaşamanın altını çizmek istedim.
“Çocuklar için üretmek beni çok eğitiyor” demişsiniz. Başka bir yerde “Kitabımın ilham
kaynağı benim” demişsiniz. Sizin de bir çocuk yanınız var şüphesiz. Bu çocuk yanınız
kitaplarınızda hayat buluyor diyebilir miyiz?
Haklısınız, bu çok doğru. Çocuk yanım yetişkin yanımdan biraz daha önde. Her zaman
böyleydim. Yakın çevrem tarafından yavaş olgunlaştığım konusunda zaman zaman
eleştirilsem de çocuk gibi düşünmeyi, çocuk gibi gülmeyi, çocuk tarafımla uzun uzun
hayallere dalıp gitmeyi çok seviyorum. Çocuk gibi düşündüğümde; merak ediyorum, yeni
şeyler öğreniyorum ve zihnimin pencerelerini açabiliyorum. Onlar için üretmek beni bu
sebeple eğitiyor.
İkinci kitabınızı 2024 yılında çıkarmayı planlıyorsunuz. İkinci kitaptan da biraz bahseder
misiniz?
Hem çok heyecanlandıran hem de biraz strese sokan bir çalışma, fakat böylesi bir heyecan
beni güzel yerlere de götürebilir. İlk çocuk romanımın eleştirdiğim yanları var olsa da
özellikle kurgusal olarak beğeniyorum. Duygusunu seviyorum. İkinci kitapta da bu atmosferi
korumak istiyorum. Yine Zuzi ve ben varız. Diğer karakterlerden de birkaçı var olacak. Şu an
yeni karakterler oluşma aşamasında. Yine büyük bir kısmı ‘Uzay’la bağlantılı, heyecanlı ve
aksiyon dolu bir serüven bekliyor bizi.
20 7.2023 – Şalom Gazetesi