Senaryosunu Haluk Özenç’in yazdığı, Ali İlhan’ın yönettiği “Emanet” 8 Mart’ta vizyona
girdi. Başroller Tuvana Türkay ile Mustafa Üstündağ, film vesilesiyle tanıştıklarını ve çok
uyumlu bir çekim süreci geçirdiklerini söyledi. İkiliyle filmi ve merak edilenleri konuştuk.
Bu ikili nasıl bir araya geldi?
2022’nin Eylül ayıydı. Senaryoyu okudum. Haluk Özenç’in kalemini çok seviyorum o yüzden
daha büyük bir hevesle soluksuz okudum. Karakterimin hikayesi incelikle kaleme alınmıştı.
Hikayesi derindi. Farklıydı. Onu yaşamak ve yaşatmak istedim. Olumlu dönüş yaptım. Henüz
castta kimlerin olduğunu bilmiyordum. Tek bildiğim Afyon’da çekileceğiydi. Mustafa abinin
olacağını öğrendiğim zaman çok mutlu oldum. Çünkü sadece severek izlediğim bir
meslektaşım değil, sektörde nice oyunculuğuna bayıldığım meslektaşımın da hocasıydı. En iyi
şekilde oynayabileceğine inanılan oyuncuların hepsine emanet edildi karakterler.
Rolünüzde sizi en çok cezbeden ne oldu?
Dik duruşlu, korkusuz, kararlı ve cesur. Karakterimin derin, az konuşan, içe kapanık bir yanı
var. Ama güçlü duruşundan taviz vermeyen bir hoyratlığı da var. Suskun insanların
yapabileceklerinden hep daha fazla tedirgin olmalıyız. Leyla yalnız biri. Sanki bu dünyada bir
başına gibi. Bu da onun güçlenmesine sebep olmuş. Korkusuz bir karakter çünkü sahip olduğu
kıymetli herkesi kaybetmiş. Annesiz ve babasız büyümüş. Ben onun en şok bu yalnız
başınalığını sevdim.
Emaneti korumak pahasına yaşananları filmde izleyeceğiz. Sizin böyle bir konuyla ilgili
sınavınız oldu mu hiç?
Hepimizin oldu. Oluyor. Olmaya da devam edecek. Emanet denildiğinde artık insanların
aklına çok gündelik alışılmış ve basit şeyler geliyor olsa da öyle derin bir anlama sahip ki bu
kelime. Sadece hayatı izlemeli ve farkında olmalıyız. Bazen farketmeden o kadar kıymetli
şeyleri emanet ediyoruz ki etrafımıza. Okusun diye arkadaşımıza verdiğimiz bir kitapta, altını
çizdiğimiz cümleler ile bütün yaralarımızı o kişiye emanet ediyoruz mesela. Hayatımızdan hiç
gitmeyeceğini sandığımız insanlara kalbimizi emanet ediyoruz. En önemlisi su gibi akıp giden
bir ömürde de süresi ne kadar olduğunu bilmediğimiz hayatımızla bu dünyada sadece birer
emanet olduğumuz.
Veya bu konuda bir ihanet yaşadınız mı?
Herkes kadar elbette. Artık hem kendimi hem başkalarını yalnızca allaha emanet ediyorum.
Başka güvenli bir limanım yok.
Çekimler ne kadar sürdü, nasıl geçti?
Çekimler bir buçuk ay kadar sürdü. Fakat ön hazırlığı daha da önce başladı. Zorlu geçti. Hava
şartları özellikle bel büktü diyebilirim. Özellikle gece çekilen sahnelerimizde donduk. Herkes
rolünü en iyi şekilde çıkarabilmek için kendi içine kapandı. Çünkü bu film ve filmdeki
karakterler oyuncunun hayal etmeden ortaya çıkarabileceği tarzda değildi.