Yılmaz Ulutaş, kamera önü oyuncu olarak tanınan bir isim. Ayrıca hayvansever olmasıyla da
bilinir. Yetenekleri arasında havacılık, drama, at binme, futbol, şan araba, motosiklet dağcılık,
dublaj ve yüzme bulunmaktadır. Helikopter kullanma lisansı da bulunan Ulutaş, daha önce
“Kan Çiçekleri”, “Savaşçı” ve “Benim İçin Üzülme” gibi dizilerde rol almıştır. A2teker
dergisi olarak motosiklet tutkusu, kariyeri ve hedefleri hakkında Yılmaz Ulutaş ile bir röportaj
gerçekleştirdik. İyi okumalar.
Kendinizden kısaca bahseder misiniz? Motosikletle tanışma hikâyenizi anlatır mısınız?
Kendine vakit ayırmayı seven biriyim. 24 saat yetmiyor, yapacak o kadar çok şeyim var ki…
Yalnız yaşamaya alışmak ve kendine yetebilmek güzel olduğu kadar tehlikeli de. İkinci bir
insana tahammülün azalıyor.
Motosikletle ilk tanışmam çocukluğuma dayanır, babamın kendisi için aldığı bir mobilet
vardı, markası rengi her şeyi gözümün önünde. O kadar küçüktüm ki, babamın arkasında
oturmayı bile herkes tehlikeli bulurken, ben onu tek başıma sürerek babamı şaşırtmıştım.
‘Demir AT’ diye nitelendiriyorum motosikleti. 100 yıl öncede olsak, şu an benim atlarımı
konuşuyor olurduk muhtemelen. Dedemin atları vardı zaten, küçükken bayılırdım at binmeye.
Şimdi de teknolojik ata biniyorum diyebiliriz.
Motosiklet sürüş eğitimi aldınız mı?
İsim hakkı vb. şeylerden ötürü sorunlar yaşar mıyız bilmiyorum o yüzden isim telaffuz
etmeyeceğim ama uluslararası bir eğitim var, dünyaca bilinen. Bizim trafik polisleri, asayiş
kuvvetleri de o eğitimi alır. Ben de aynı ileri düzey eğitimi aldım. Yeri gelmişken özellikle
belirtmeliyim ki, motor kullanan herkesin mutlaka eğitim almalı. Bunun tecrübeyle ilgisi yok,
herkes eğitimini almalı ve öyle motosiklete binmeli.
Yarışmayı düşünüyor musunuz?
Açıkçası bu algıdan çok rahatsızım. Motosiklet kullanmakla hız yapmanın aynı cümle içinde
kullanılması, hatta özdeşleştirilmiş olması... Motosiklete binen herkese ‘ne kadar hız
yapıyorsun, en çok ne kadar hız yaptın’ gibi sorular sorulması beni rahatsız ediyor. Bu
tutkuyu hız yapmaya indirgemek haksızlık, motosiklet tutkusu bambaşka bir şey.
Motosiklet camiası hakkında düşünceleriniz neler?
Motosiklet kullanan insanlarda bir duygu birliği vardır, karakterleri de birbirine benzer. O
yüzden trafikte, sağda solda motorlu gruplar görürsünüz, topluca yolculuk yapıyor gibidirler
ama aslında bir duygu birliği ve bütünlüğünün bir araya gelip, anın tadını çıkarma halidir bu.
Motosiklet kullanmaya başladığınızdan bu yana otomobille aranız nasıl?
Bazen vicdan yapıp arabayı garajdan çıkarıyorum, o da uzun zaman oldu gönlü kırılmasın
diye. Ya da aküsü bitmesin diyerek birkaç gün üst üste araba kullandığım oluyor ama
gönlümde yatan hep o küçük evlat. Tabii haksızlık da etmeyeyim, karda kışta çok sert hava
koşullarında otomobilimin de yeri başkadır.