Lemi Filozof, Aylak dergisi 23 Nisan özel sayısına konuk oldu.
1
Çocuklarla birlikte çalışmak sizin için ne ifade ediyor?
Çocuklar aslına bakarsak; büyüdükçe hayalleri küçülmemiş tertemiz rengârenk düşlerle dolu
yazı yazılmamış boş sayfalardır. Bu sayfalara zamanla yazılar yazarız. Ebeveynleri başta
olmak üzere, çekirdek aileleri, geniş aileleri, sosyal çevrelerindeki diğer insanlar ve görsel
dünyadaki tüm içeriklerle birlikte bir hikâye yazarız sayfalarına... Çocuklarımızın yaşam
yoluna tohumlar ekeriz. Bu tohumlar onlara iyiyi, güzeli, ahlâklı olmayı, dürüst olmayı,
merak etmeyi, soru sormayı ve dünya denen bu gezegene, üzerinde yaşayanlara bütünlüklü
bir açıdan bakabilmeyi içeriyorsa, bu bana göre geleceğe bırakabileceğimiz en güzel ve
toplumumuzu ileriye taşıyacak tohumlardır. Onların zihinlerine bu bağlamda katkıda
bulunmak, yüzlerini güldürmek, öğrenmelerine destek olmak ve tabii hayal güçlerini
geliştirmeye yönlendirmek beni çok ama çok mutlu ediyor. Öyle geri dönüşler alıyorum ki
bazen gözlerim doluyor, dalıp gidiyorum yüzlerce çocuğun arasında sahnedeyken, bazen de
kitabımı imzalarken öyle bir söz geliyor ki karşıdan; iyi ki bu işi yapıyorum ve iyi ki bu
duyguları hissediyorum diyorum. Hepsi çocuklarımızın eşsiz saf kalplerinden karşılıksız
dökülüveriyor... Onlara içerik üretmek benim için sonsuz mutluluk.
2
Çocuklar için yazıyorsak, nelere dikkat etmeliyiz?
Özellikle hem yazılarımda hem de Youtube kanalımdaki senaryolarımda öncelikli olarak
pedagojiye başvuruyorum. Birlikte çalıştığım Psikolog Merve Polat her cümlemi denetler. Bu
refleks bana TRT Çocuk kanalında uzun yıllar sunduğum çocuk programımdaki senaryolara
gösterilen özen, dikkat ve denetim konularında edindiğim tecrübeden geliyor. Mesela, o
cümle çocuk ruhuyla nasıl anlaşılır, onu kırar mıyız, üzer miyiz, ya da bir travması varsa
orayı zedelemiş mi oluruz, doğru manayı yeterince iyi anlatabiliyor muyuz gibi gibi sorular
sorarak ilerliyorum. Bir cümle ya da aksiyonla çocuğun ruhunda güzel yollar da açabilir fakat
dikkat edilmezse yaralar da açabilir hatta uzun vadede geri dönüşü olmayan sıkıntılar da
yaratabiliyor. Denetim bu yüzden gerekli. Hassas yaklaşım gerektirir. İnternet ve oyun
şirketleri dünyası dikkatsizce çokça hatalar yapabiliyorlar. İçeriği kendi çocuğumuza
yazıyormuş gibi özenle ve dikkatle yazmalıyız. Aynı zamanda bunu Türkçeye de sahip
çıkarak, onu yozlaştırmadan yapmalıyız.
3
Lemi Abi ve Zuzi Uzay Macerası kitabınızda dostluk, cesaret ve sevgi temalarına
değiniyorsunuz. Nasıl bir yazım süreci geçirdiniz; bu hikâyenin parçaları nasıl
birleşti?
Kitabımda her ne kadar uzayla, uzaylı dostlarımızla, güneş sistemiyle ve galaksiler arası
yolculukla inşa edilmiş bir hikâye olsa da sizin de belirtmiş olduğunuz gibi anlatmak
istediğim mesele dostluk, cesaret ve sevgiydi. Çocuklarımızın son yıllarda ekranda ve oyun
sitelerinde yeterince maruz kaldıkları şiddet, bencillik ve zalimliklerle dolu içeriklere bir
karşı duruştu. Özellikle “Empati” ve “Özeleştiri” kavramlarının üzerinde çokça durdum.
Günden güne azalan değerler var. Bunları anlatmayı çok istiyordum. Çünkü kalplerinde bir
yankı oluşturacağına emindim. Çocuklarımızı sıkmadan, didaktik olmamasına özen
göstererek, rahatça özümseyebilmelerini sağlamaya çalışarak eğlenceli ve bildiğimiz
teknolojinin fazlasıyla üzerine çıkarak birleştirdim hikâyemin parçalarını.
. Aynı zamanda beni de heyecanlandıran bir yazım süreciydi. Serüveni önce ben çok sevdim.
Ben de bir çocuğum hâlâ. Böylesine heyecanlı bir yolculukta yeni uzaylı dostlarım olsaydı
dediğim, Satürn’ü yakından görebildiğim ve Samanyolu’nun dışına çıkmanın nasıl bir şey
olabileceğini merak ettiğim; kendime de yazdığım tatlı bir süreçti
4
Peki, "Zuzi" nasıl ortaya çıktı? Bir ilham kaynağınız var mı?
Uzaya ve uzaylılara çok meraklıyım. Keşke uzaylı bir dostum olsaydı diye hayal kurduğum
çok oldu. E.T filmi yayımlandığı yıllarda beni çok etkilemişti. Bu arkadaşların hepsi bize
düşman olamaz fikri müthişti. Ayrıca bizi yok etmeye çalıştıklarını hiç düşünmüyorum Bir
uzaylı arkadaşım olsaydı ona Dünyamızla, yaşamımızla ilgili bir sürü şey öğretmek isterdim.
İşte Zuzi de buradan geldi. Hem çok meraklı hem de çok kibar bir uzaylı. Yaşı küçük ama
bizim bilmediğimiz ve anlayamayacağımız özellikleri ve kabiliyetleri var. Bunları asla ahlâk
dışı kullanmıyor hatta aklına bile gelmez, gelemez. Mesela Galakside konuşulan tüm dilleri
kendine kuantum yükleyebiliyor, konuşabiliyor. O bir robot değil fakat bunu yapabilen
bizden farklı bir tür. Bizim dünyamıza koordinat hatasıyla gelişi ve arkadaş olma sürecimiz
kanalımızdaki videolarda da mevcut.
5
Çocuklarla çalışırken olmazsa olmaz bulduğunuz yetenek ve yetkinlikler nelerdir?
Çocuklarla iletişim dürüstlükten, onların birey olduklarını unutmamaktan ve biraz da çocuk
kalabilmekten geçiyor. Gösterimlerimde ya da sokakta karşılaştığım çocuklarla konuşurken,
kendi arkadaşlarımla konuşur gibi konuşurum. Onları şımartmak için eciş bücüş şeyler
söylemiyorum. Onları ciddiyetle dinliyorum, arada şakalar yapıyorum ve aslında onları
“gerçekten” dinliyorum. Çocuklar her zaman kendilerine saygı duyulmasını isterler.
Dinlenmeyi ve anlaşılmayı isterler. Çocuk yerine koyulmayı sevmezler. Fakat onlar tabii ki
çocuk. Tam bir paradoks. Bence sevindir, eğlendir fakat şımartma! Sınırlar ve kurallar
hem bizlere hem de çocuklarımıza gereklidir.
6
Çocuk Lemi’ye bugünden bir not bırakmak isteseniz …..
Biz hep beraberiz.