Fas’tan Türkiye’ye uzanan yolculuğunda Mahassine Merabet, doğallık ve özgünlük üzerine
kurulu oyunculuk serüvenini anlatıyor. Güzellikte doğallığa verdiği önemle dikkat çeken
Mahassine, özgün tarzını ve günlük bakım ritüellerini paylaşıyor. “Esaret” dizisindeki rolüyle
dikkat çeken Mahassine ile gerçekleştirdiğimiz keyifli beauty çekiminde, sezonun güzellik
trendlerini konuştuk ve oyunculuğa başlama hikayesini samimi bir sohbetle dinledik
Kimdir Mahassine Merabet, biraz anlatır mısın? Nasıl başladı oyunculuk serüveni?
Fas, Ksar El Kebir adlı küçük bir şehirde Ocak ayında doğmuşum. Maroua adında, çok iyi
anlaştığım bir kız kardeşim var. Yaşadığımız şehir küçük ve muhafazakar bir şehirdi. Ben ise
kabına sığmayan, meraklı, hayatı keşfetmeye hevesli, iletişimi kuvvetli bir kızdım. Bu sebeple
karakterime uygun bir iş olabileceğini düşündüm ve Medya-İletişim okumaya karar verdim.
Türkiye ilgimi çeken bir ülkeydi, yabancı diller öğrenmeye meraklı bir insan olarak Türkçeyi,
Türk dizilerini seyrederek öğrenmeye başladım. Küçüklüğümden beri gazeteci ya da sunucu
olmak gibi bir hedefim vardı, eğitimim ile beraber bu hayalimi de gerçekleştirdim. Fas
sınırlarına sığamaz oldum ve İstanbul’a taşındım. Özel bir üniversitede çalışmaya başladım.
Bir gün menajerim Tümay Özokur’ un ablası Tules Hanım ile kuaförde tanıştık, beni Tümay
Hanım ile tanıştırmak istedi. Ve bu tanışma sonrası oyunculuk maceram başladı. Çok fazla
teklif geliyordu ama üniversitede çalışıyor olmam ve de diksiyonum önümde engel oluyordu.
İkisi bir arada yürümeyecekti ve okulu bırakarak Tümay Özokur Akademide oyunculuk
eğitimleri alıp, yepyeni bir kariyer yolculuğuna başladım. Bir şeyde kararlı olmak gerçekten
çok önemli…
Ardından Tümay hocamın yönlendirmeleriyle reklam projelerinde oynadım ve ilk dizi projem
Esaret oldu. Rolüm gereği, şansıma diksiyonum da sorun değildi. Günlük dizi olması, set
trafiğinin yoğunluğu, benim için ikinci bir eğitim alanı oldu. Tüm Karamel Yapım ekibine ve
Nazmiye Hanıma ayrıca teşekkür ediyorum.
Hayal ettiğim kariyere ulaşabilmek, aynı zamanda ailemi ve şehrimi gururlandırmak için
elimden geleni yapmaya devam edeceğim.
Şimdilerde “Esaret” dizisinde dikkat çekiyorsun. Oynadığın “Hira” karakteri ile benzer
yanların var mı?
Evet Hira ile benzer yanlarımız çok… Ben de sakin bir insanım, olaylara pozitif yaklaşmayı
severim, iyi niyetli olmanın her zaman uzun vadede de olsa kazandıracağına inanırım..
İkimizde azimli ve yardımseveriz.
Modayla aran nasıl? Kendi tarzını nasıl özetlersin? Nasıl bir güzellik anlayışın var?
Modayı takip etmemek gibi bir durum söz konusu olamıyor zira bir şey moda olunca her
yerde aynı ürünleri görüp, sonunda sende alıyorsun. Yeni trendleri takip ediyorum. Ama
moda diye bana yakışmadığını düşündüğüm hiçbir ürünü giymeyi doğru bulmuyorum.
Kendimi öncelikle rahat hissetmeliyim her ne kadar modayı takip de etsem, özgün olmayı ve
kendi tarzımı yaratmayı daha çok severim.
Ülkemin kıyafetlerinin, kendine özgü otantik bir havası vardır. Özümü de seviyorum ama
bizim giysilerimiz yöresel ve gösterişlidir. Zaman zaman yöresel giyinmeyi özlesem de ben
abartıdan uzak kıyafetleri daha çok tercih ediyorum. Aksesuar kullanmayı da severim. Spor
giyinsem de içine biraz kadınsı dokunuşlar katmayı seviyorum, sade ama şık özetle .
Güzellik kavramı maalesef günümüzde çok değişti. Estetik operasyonlar, doğallık algısını yok
etti. Ben doğallığı seven biriyim, çizgi doğallıktan uzaklaştıkça güzellik algısı da benim
algımdan uzaklaşıyor. İçten bir gülümseme, özgünlük, kendine güvenle gelen bir duruş,
başarılı bir kariyerin yanına “güzel” kavramı gelebilir. Herkese göre değişen bir tanımlama
olduğu için, bende ki karşılığı özgünlük ve samimiyet kısacası…
Günlük hayatta makyaj yapan biri misin?
Tabi ki makyaj yapmayı severim. Hafif bir allık, dudak balmı, rimel bence yeterli.
Ne tür makyaj yapıyorsun? En çok kullandığın ürünler neler?
Günlük hayatımda genelde hafif makyaj yapıyorum. Hem cildimi koruyup hem de doğal,
ışıltılı bir görünüm elde etmeyi tercih ediyorum.
Cildim hassas olduğu için korumaya çok özen gösteririm. Bu sebeple güneş kremi,
nemlendirici mutlaka, fondöten her zaman olmasa da ara sıra kullanırım. Ruj yerine dudak
balmı tercih ederim. Göz farı sürmesem de olur ama rimel mutlaka sürerim.
Çantanda taşıdığın olmazsa olmaz ürünlerin neler?
Dudak balmı, allık ve parfüm.
En son satın aldığın favori ürünün hangisi?
NYX bare with me concealer serum.
Kozmetik alırken nelere dikkat ediyorsun?
Güvenilir marka olması benim için çok önemli. Ürünün içeriğini öğrenmeye çalışırım o
konuda meraklıyımdır. Eğer memnun kalırsam sadık bir müşteriyimdir.
Herkesin kendine has makyaj hileleri vardır. Seninkiler neler?
Fas’ın kozmetik sektörüne hizmet veren iki önemli gelir kaynağı vardır. Biri Argan
ağaçlarından çıkarılan Argan yağı, diğeri de Şam gülü.. Şam gülünün yağını da damıtarak
çıkartırlar. Çocukluğum bitkisel ürünlerle geçtiği için, yağlar benim için özeldir. İyi bir
makyajın temiz bir cilde uygulandığında kendini daha iyi gösterdiğine inanırım. Buna hile der
misiniz bilmem ama ben, makyajdan önce istediğim görünümü elde etmek için yüzümü
mutlaka nemlendiririm, bu olmazsa olmazımdır.
Yoğun iş temposundan yorgun düştüğünde cildini toparlamak için ne yapıyorsun?
Set makyajı uzun süre kaldığından cilt için yıpratıcı oluyor elbet… Kendi uyguladığım günlük
rutin cilt bakımım harici ekstra yorgunluk durumunda profesyonel bir yerde cilt bakımına
gidiyorum.
Vücudunda güzel bulmadığın bir yer var mı?
Her parçamın beni ben yapan ve özel kılan bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple
kendimi olduğum gibi kabul etmeyi ve bedenimle barışık olmayı öğrendim. Hiç kimse
kusursuz olamaz, kusursuz olmaya çalışma çabası, insanı bence kendisinden uzaklaştırır.
Günlük rutininde sporun yeri var mı?
Spor konusunda çok aktif değildim kendimce bir rutinim vardı ama set sonrası bu maalesef
mümkün olamadı. Sadece spor için değil sürekli olabilecek hiçbir şey set temposuna
uymuyor. Ama ilk fırsatta tenis derslerine başlamak, hedefim.
Estetiğe nasıl bakıyorsun?
Estetiğe karşı olumsuz bir bakışım yok, ama doğal görünümün korunması her zaman
tercihimdir. Gerektiği durumda müdahalenin zamanında ve dozunda, aşırıya kaçmadan,
kişinin kendine özgü özelliklerini kaybetmeden yapılabileceğini düşünüyorum.
Gardırop Magazine | Nisan 2024