ZORLU ROLLERİN PEŞİNDEYİM
Image

ZORLU ROLLERİN PEŞİNDEYİM


2018 yılında Sinemanın Kralı ve Kraliçesi adlı yarışmada 3.cü seçilen ve sonrasında Bahar’ı Beklerken isimli diziyle ilk defa kamera karşısına geçen genç oyuncu Ali Yağız Durmuş, Yemin dizisi kadrosuna dahil oldu. Performansıyla dikkatleri üzerine çeken Durmuş ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

1-Kısaca kendinden bahsedebilir misin?

Profesyonel sporcu babanın ve resim öğretmeni bir annenin tek çocuğu olarak spor ve sanatla iç içe büyüdüm. Küçük yaşlardan itibaren spora ve sanata olan merakım, ailemin desteğiyle en büyük eğlencem, hobim olarak hayatımı şekillendirdi ve kendimi keşfetmemde de etkili oldu. Basketbola olan ilgim ve yeteneğim ilkokul, lise yıllarımda baş gösterdikten sonra üniversitede de spor akademisi bölümüne yöneldim. Kişilik olarak ailesine düşkün, dost canlısı, yaşına göre her daim olgun, duygusal, barışçıl, saygılı ve konuşkan bir insanım.

“Hayat felsefem; ‘Her zaman sevdiğin işi yap!’ üzerine kurulu”

2-İlk ne zaman oyuncu olmaya karar verdin? Seni oyuncu olmaya yönlendiren, içindeki oyunculuk ateşini harekete geçiren şey ne oldu?

Sanata kapıları sonuna kadar açık bir aileye sahip olduğum için her zaman sanatın birçok dalına ilgim oldu. Üniversite zamanlarımda spora olan tutkum evrimleşerek oyunculuğa olan aşkımı keşfetmemi sağladı. Her zaman “sevdiğin işi yap” bakışı üzerine bir hayat felsefem olduğu için de bunun üzerine yoğunlaştım. Bir çocuğun hayatında hayallerine kavuşması ve yetenekleri doğrultusunda meslek seçebilmesi açısından ailesinin desteği çok önemli. Bu sebepten aileme teşekkür borçluyum. Daha sonra da Tümay Özokur ile menajer olarak yolumuz kesişti ve ateşlenen oyunculuk sevgim setlerle buluştu.

“Oyuncu, sırt çantasını alıp keşfe çıkmış bir gezgindir”

3-Nasıl eğitimler aldın? Oyunculuk hariç aldığın eğitimlerin oyunculuğuna katkısı olduğunu düşünüyor musun?

Oyunculuk üzerine farklı eğitmenlerden ve kurumlardan eğitimler aldım. Hala da eğitimlerime devam ediyorum. Oyunculuğun dışında alınan eğitimlerin de oyunculuğa katkısının çok büyük olduğunu düşünüyorum. Çünkü bana göre oyuncu, sırt çantasını alıp keşfe çıkmış bir gezgindir. Asla bitmeyecek uzun yolculuğunda çantasını anılar, duygular, kültürler ve deneyimlerle doldurur.

“En büyük motivasyonum, kendime doğru sorular yöneltmek oldu”

4-Kariyer yolculuğunda hüsrana uğradığın, seçimlerin konusunda tereddüt ettiğin zamanlar oldu mu? Böyle durumlarda seni motive eden şey ne oldu?

Arada kaldığım yollar, değiştirmek istediğim hedeflerim tabii oldu. Çünkü insan gelişime, değişime açık ve duygu durumları çok sık değişebilen bir varlık. Ben de bir oyuncu olarak duygularımı ön planda tuttuğum için kararsız olduğum anlar yaşadım. Ancak hiçbir zaman sonucu değiştireceğini düşünmedim. Çünkü duygu olarak düşüş yaşasam bile ileriye gitmekten vazgeçmeyen bir iradeye sahip oldum. Psikolojik olarak zorlandığım anlarda kendime isteklerim doğrultusunda doğru sorular sormaya çalıştım. En büyük motivasyonum, kendime doğru sorular yöneltmek oldu.

5-Yemin dizisinde Savaş karakterini canlandırıyorsun. Karakterini senden dinleyelim mi? Çekimler nasıl gidiyor?

Savaş karakteri, inandığı yoldan sapmayan, duygularını dışa vurmaktan kaçınan, ağır başlı, kendi doğruları olan ve bunları yapmaktan kaçınmayan, aile değerlerine sahip, mantığını ve ailesini duygularından önde tutan, sert ama bir o kadar da samimi, karşılaştığı problemlere çözüm odaklı yaklaşan bir adam.

Sette çok keyifli bir ortam var. İşini severek yapan, eğlenceli, keyifli bir ekibiz.

6-Devam eden bir işe sonradan girmek nasıl bir duygu? Kolay adapte oldun mu?

Ben sıcakkanlı ve uyumlu bir insanım. Set ekibi, yapımcımız ve yönetmenimiz bana yabancılık çekmemem adına dostça ve çok sıcak yaklaştı. Bu sebeple sanki dizinin başlangıcından beri birlikteymişiz gibi hissettim. Adaptasyon konusunda hiç zorluk yaşamadım. Tüm ekip arkadaşlarıma bu sebeple teşekkür ediyorum.

7-Canlandırdığın karakterle aranızda benzerlikler var mı?

Savaş karakteri, daha ağırbaşlı, duygularını daha geride tutan biri. Ben daha enerjik ve duygularını dolu dolu yaşayan, konuşmayı seven biriyim. Bu konuda biraz farklıyız diyebilirim :)

8-Yemin en çok izlenen günlük dizilerden sen işi daha önce izliyor muydun? Bu karaktere seni çeken şey ne oldu?

Yemin dizisinin devamlı izleyicisi değildim ama çok seyredilen bir proje olduğunu biliyordum. Bu karaktere beni çeken şey de Yağız’dan farklı bir karakter olmasıydı.

9-Senin hayalinde nasıl bir rol yatıyor?

Biz oyuncu olarak farklı bir dünya yaratıyoruz ve onu yaşıyoruz. Ben, ait olduğum dünyadan çıkıp, bu farklılıkla kendimi bile şaşırtacağım, beni zorlayıp, seyrederken asla Yağız’dan parçalar bulamayacağım bir adamın peşindeyim.

“En büyük iki tutkum; oyunculuk ve spor”

10-Oyunculuk senin için ne anlam ifade ediyor?

Oyunculuk, her gün kendime sorular sormamı sağlayan bir meslek. Aynı sorulara farklı cevaplar bularak hayatıma farklı pencerelerden bakmamı sağlıyor. Hayatta en önemli iki tutkum var. Birincisi kesinlikle oyunculuk, sonrasında ise spor geliyor.

11-Mesleğine dair gerçekleştirmek istediğin en büyük hayalin ne?

Olmak değil, kalabilmek. Çünkü “Oldum” dediğiniz anda sadece bir projenin parçası olabilirsiniz. Benim hayalim, projelerin tercih edilen oyuncusu olabilmek.

12-Oyuncu olmasaydın yapmak isteyeceğin bir meslek var mı?

Spor akademisi mezunuyum. Bu sebeple olmazsa olmazım, spor. Çekimlerden fırsat bulduğum her anı spor yaparak değerlendiriyorum. Oyuncu olmasaydım kesinlikle antrenör olarak hayatıma devam ederdim

13-Çekimler hariç özel hayatında ne yapmayı seversin? İlgi alanlarından bahseder misin? Oyunculuk haricinde aktif olarak ilgilendiğin bir şey var mı?

Daha önce de belirttiğim gibi sporun olmadığı bir hayatı düşünmem söz konusu değil. Bunun yanı sıra yeni yerler keşfetmek, piyano çalmak ve ailemle vakit geçirmek keyif aldığım diğer anlardır.

14- Sağlıklı beslenme ve düzen senin için ne ifade ediyor?

Sporcu bir baba ve öğretmen bir annenin çocuğu olarak her daim düzenli bir hayatım oldu. Disiplinli bir hayat başarının bence temel kuralı. Bir sporcunun sağlıklı beslenmiyor olması bana göre söz konusu değil. Hem kendime hem de işime olan saygımdan dolayı düzenli yaşamayı her zaman tercih ederim ve bunun hiçbir zaman değişeceğini tahmin etmiyorum.

Röportaj: Önce Vatan Gazetesi

Fotoğraflar: Ece Oğultürk