-Sıfır Bir'den bu yana baktığımızda Savaş Satış'ın kişisel hikayesi her geçen gün büyüyerek
sürüyor. Üniversitede mühendislik okurken aynı anda aldığınız tiyatro ve drama eğitimlerinin
sizin hayatınızı böyle bir yolculuğa çevireceğini öngörüyor muydunuz hiç?
-Teşekkür ederim. Açıkçası böyle bir yolculuğu hayal dahi etmiyordum. O zamanlar sadece
bir gün tanınan bir insan olacağımı söylerdim çevremdeki arkadaşlarıma. Ancak oyunculuk
yapmaya karar verdiğim günden itibaren, yaşadığım her tecrübenin beni ve hayallerimi
şekillendirdiğini fark ederek, kendimi sadece daha fazla öğrenmeye ve deneyim edinmeye
adadım.
-Sıfır Bir’in dizi ve filmleri sizin hayatınızda neleri değiştirdi? Gerek oyunculuk gerekse dizi
ve film sektörü için size nasıl öğretiler kazandırdı?
- Proje, uzun zaman bu sektörde var olmaya çalıştığım mücadele sürecimin ardından,
yaratıcılarından biri olarak tanınmama ve izleyici tarafından, saygınlık kazanmama sebep
oldu. 6 sezon boyunca, oyunculuğuma dair özgürce denemeler yapabildiğim, benim için bir
oyunculuk etüdü niteliğinde bir serüven oldu. İşin mutfağında olmak ve bir dizi/film
prodüksiyon birimlerinin her birinde görev almak ve süreci içerisinden takip ve analiz etmek,
bugün tüm özgüvenim ve tecrübelerimin temel kaynağı oldu. Kısaca özetlemek gerekirse, bir
yapımın, tüm evrelerinin işleyişine hakim bir sektör emekçisine dönüştüğümü söyleyebilirim.
-Birçok oyuncu için çok sevilen dizi ve filmlerindeki rollerinin izleyici tarafından fazla
benimsenmesi dezavantaj olabiliyor. Sürekli benzeri roller beklenmesi, onun dışına
çıkıldığında sevilmemesi gibi. Sıfır Bir sonrası siz de bunun baskısını yaşıyor musunuz?
- Elbette benzer baskıları, yaşadım ve yaşıyorum. Ancak beni seven ve takip eden kitlenin
büyük bir çoğunluğu, beni bu işin yaratıcılarından biri olarak bildiğinden dolayı, zamanla bu
baskının azaldığını söyleyebilirim. Şu an şahsıma, en büyük baskının, kaliteli bir içerik
beklentisi olduğunu söyleyebilirim. Açıkçası bu baskı beni işime karşı özverili çalışmaya
yönlendiriyor ve gururlandırıyor.
-Sıfır Bir gerek o dönemde bir boşluğu doldurması gerekse dünyanın her tarafından erişilebilir
olarak yayınlanması ile büyük bir başarı yakaladı. O günden bugüne baktığımızda artık yeni
hikayelerin sunacakları farklılıklarla başarıyı yakalaması daha mı kolay?
-Kesinlikle yeni hikaye, bir başarı hedefinde, en büyük etken. Ancak fark yaratmak için
hikayenin ele alınış biçimi, senaryolaşması, çekim tekniği, reji dili ve kurgu teknikleri gibi
evrelerinin de alışıla gelmiş, genel geçer türlerin dışında şekillendirilmesi gerektiğine
inanıyorum.
-Yeni hikayeler demişken, şimdilerde bir dijital yayın platformunun da Türkiye temsilciliğini
üstleniyorsunuz. Online platformların dizi ve film üretimi konusunda henüz ilk çalışmalarını
yapan birçok isme şans vermesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Şimdi bu noktada farklı bir algı var. Herhangi bir yayın platformunun ayakta kalabilmesi
için, içerik üretimine ihtiyacı var. Platforma içerik tedariği sağlayamazlarsa, abone alamazlar.
Sektörde birçok yapımcı, yönetmen yeni ve özgün içerikler üretiyor ve kendilerine yayın
mecrası arayışında, birçok engel ve iletişim problemleri ile karşılaşıyorlar. Ben yeni işlere ve
üreticilerine yeterince şans ve desteğin verildiğini düşünmüyorum. Yeni platformumuz
STREAMZY tam olarak bu sorunlara, çözüm olarak geliştirildi.
-Marka yüzü olduğunuz platformun ilk filmi de sizin kaleminizden. Ateş’in yazım
yolculuğundan çekimlerine hikayesini anlatabilir misiniz, nasıl bir süreç oldu sizin için?
-2021 Nisan ayı içerisinde, bir grup sinemacı arkadaşım ile sohbet ederken bu fikir ortaya
çıktı. Sonrasında beraber çalıştığımız senarist arkadaşım ile, hikayenin genel hatlarını
şekillendirdiğimiz bir sürecin ardından, filmin senaryo ve diyalog yazımına başladım. Eş
zamanlı olarak filmin öz hazırlığına giriştik ve ekibimizi kurmaya başladık. Çekim için doğup
büyüdüğüm, Kocaeli en doğru tercih oldu ATEŞ için. Çekim süresi boyunca, yaşanabilecek
birçok aksilik başıma gelse de asla vazgeçmeden set sürecini tamamladım. Benim için,
kendimi ve potansiyelimi tanıdığım, bir sonraki yapımlarım için sayısız tecrübe kazanımı
sağladığım, muazzam bir süreç oldu. Bu vesile ile film yapım sürecinde emeği geçen tüm ekip
arkadaşlarıma teşekkür ederim.
-Ateş bir üçleme olarak yola çıktı. Serinin diğer filmleri izleyicilerle ne zaman buluşacak ve
filmlerin detaylarından biraz bahsedebilir misiniz?
-Serinin ikinci filmi olan ‘ATEŞ ‘Kod Adı: Zakkum’ için, senaryo sürecimiz tamamlandı
diyebilirim, bu defa bir kış hikayesi olarak ele almak istediğim bir hikaye olacağı için, 2023
Ekim ayı içerisinde sete çıkmayı planlıyoruz. Film 2024 Şubat ayında izleyici ile yine aynı
platform üzerinden gösterime girecek.
-Ateş’te bir askerin karakter dönüşümünü ele alıyorsunuz. Hikayeyi eksiksiz oluşturmak için
nerelerden destek aldınız, nasıl bir yol izlediniz?
-Ateş her şeyden öte bir insan ve bu şekilde ele aldım. Asker olması ve diğer yetileri,
karakterin güçlendiği noktalar. Ancak asker ve özel kuvveler biriminde görev yapan bir
karakter için, süreç içerisinde, Muharebe Arama Kurtarma biriminde görev yapmış emekli bir
profesyonelden, teorik ve teknik eğitimler aldığım bir süreç oldu. Buna ek olarak, her gün
açık kaynaklardan yaptığımız araştırmalar ile karakter ve dönüşüm hikayesi şekillenmeye
devam etti. Öyle ki set süresi boyunca devam eden bir değişim ve dönüşüm oldu bu.
-Filmin yönetmen koltuğunda da siz oturuyorsunuz. İlerleyen süreçlerde senaryo ve
yönetmenliğe mi ağırlık vermek istiyorsunuz yoksa oyuncu-senarist-yönetmen olarak üç
alanda da çalışmalarınıza devam mı edeceksiniz?
-Oyunculuk benim ana mesleğim. Bu alanda farklı yapımlarda, rol alıyorum ve almaya da
devam edeceğim. Ateş film serilerinde, tekrar üç alanda görev alacağımı söyleyebilirim.
Ancak bu başka işler için ne yönde şekillenir bilemiyorum. Açıkçası yorucu ve bir o kadar
yıpratıcı bir durum üç-dört görevi aynı anda üstlenmek.
-Son olarak şu ana kadar hep polisiye, suç türlerinde işlerde yer aldınız. Sevdiğiniz, bu türde
de bir karakteri iyi canlandırırım dediğiniz bir tür var mı?
-Yazdığım komedi işler mevcut ve bir gün tamamen komedi oynadığım bir oyunculuk
kariyeri planım var. Hayatın içerisinden, gerçek, ayakları yere basan, iyi tasarlanmış tüm
karakterleri iyi canlandırabileceğimi söyleyebilirim.
Temmuz 2023 | Röportaj: Osman Palabıyık | Fotoğraf: Ece OĞULTÜRK