05-09-2025
Geçtiğimiz günlerde vizyona giren Alper Mestçi imzalı Siccin 8’de rol alan Hatice İrkin,
serinin hikayesinin derin ve gerçekçi olduğunu ve arkasında çalışan ekibin çok özverili
olduğunu söylüyor. Sorularımızı genç oyuncuya yönelttik ve onu daha iyi tanımaya çalıştık.
Siccin 8’de canlandırdığınız karakter hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
– Filmde Aylin karakterini canlandırıyorum. Aylin’i dik başlı, kendi bildiğini okuyan ve
cesaretli biri olarak tanımlayabilirim.
– Filmde sizi en çok zorlayan sahne hangisiydi? Çekimler sırasında unutamadığınız bir anınız
var mı?
– Genel olarak çok aşırı zorlandığımız bir yer olmadı çünkü iyi bir prova sürecinden geçtik
ama özellikle atlama sahnesi ürperticiydi diyebilirim. Gerçekten bir boşlukta gibi hissettim.
– Korku filmlerinde gerçekçi bir performans sergilemek için nasıl bir hazırlık sürecinden
geçtiniz?
– İlk olarak karakteri anlama, anlamlandırma olarak uzun çalışmalar gerçekleştirdim. Olayları
Aylin’in açısından değerlendirmek içindi tüm bunlar. Bir noktadan sonra Aylin’i sadece
oynamıyor, gerçekten hissediyordum. Bu bağ kurulduğunda, performans da kendiliğinden
geliyor zaten.
– Siccin serisi Türkiye’de oldukça popüler. Sizce bu filmleri bu kadar etkileyici kılan şey ne?
– Bence öncelikli olarak senaryo. Hikayeler derin ve gerçek. Bu hikayelerin senaryo süreci
çok güzel işliyor. İkinci olarak da ekip demek istiyorum. Arkada kocaman büyük bir ekip var
her filmde harika performans gösteriyorlar diyebilirim. Tüm bunlar birleşince seyirciye seyir
zevki sunan başarılı bir film ortaya çıkıyor.
– Yönetmen Alper Mestçi ile çalışmak nasıl bir deneyimdi?
– Alper Hoca’yla bu, ikinci kez aynı projede yer alışımız. İlk olarak ‘Üç Harfliler’ serisinde
birlikte çalışmıştık. O zamandan beri set ortamı hep çok konforlu oldu benim için. Bir
karakteri oluşturma sürecini yönetmenle birlikte şekillendirebilmek, oyuncu açısından çok
değerli. Alper Hoca bu konuda gerçekten çok ilgili ve titiz biri. Onunla her anı, her detayı
rahatlıkla konuşup tartışabilmek benim için büyük bir şans
– Oyunculuk kariyeriniz nasıl başladı? Bu sektöre girişinizde sizi en çok motive eden şey
neydi?
– Oyunculuk serüvenim aslında annem sayesinde başladı diyebilirim. Daha ben üç
yaşındayken beni Tümay Özokur’a götürmüş. O yaşlarda bunun ne anlama geldiğini tam
kavrayamasam da, zamanla sette olmanın bana ne kadar iyi geldiğini ve ne kadar mutlu
ettiğini fark ettim. Yaşım ilerledikçe bu mesleğe olan sevgim de pekişti.
– Korku filmlerinde oynamak ile diğer türlerde oynamak arasında nasıl farklar var?
– Korku filmlerinde oynamak, bana göre oyunculuğun sınırlarını gerçekten zorlama fırsatı
sunuyor. Bazen bir sahnede kuyudan çıkıyorsunuz, hemen ardından kendinizi bir mezarın
içinde buluyorsunuz. Bunlar, günlük hayatta deneyimleyemeyeceğimiz ekstrem durumlar. Bu
açıdan bakınca, bir oyuncunun böyle sıra dışı duyguları yaşaması ve bunları sahnede
canlandırabilmesi bence büyük bir şans.
– Kendi hayatınızda korku filmlerindeki gibi doğaüstü olaylara inanır mısınız?
Evet inanırım. Zaman zaman anlam veremediğim durumlar yaşadım ya da çevremden
duydum. Belki de bu yüzden korku filmlerinde oynamak bana yabancı ya da uzak gelmiyor
– Eğer bir korku filmi karakteri olsaydınız, nasıl bir rolü oynamak isterdiniz?
Bu soruya hiç düşünmeden ‘Nazar’ derim. Geçtiğimiz yıl hayat verdiğim bu karakterin
hikâyesi beni derinden etkilemişti. Nazar, sadece bir karakter değil; benim için çok özel, adeta
baş tacım diyebilirim.
– Oyunculuk dışında ilgilendiğiniz başka sanat dalları var mı?
Oyunculuğun dışında mutfağa büyük bir ilgim var. Zaten bu alanda aşçılık eğitimi de aldım.
Farklı tatları bir araya getirip özgün lezzetler yaratmak benim için hem yaratıcı hem de
rahatlatıcı bir süreç. Mutfakta olmak, tıpkı sahnede olmak gibi; her tarif yeni bir hikâye
anlatıyor.
– Oyunculukta ilham aldığınız isimler var mı? Eğer varsa, kimler ve neden?
İlk aklıma gelen isim Burcu Biricik. Hem duruşunu hem de oyunculuk tarzını gerçekten çok
beğeniyorum. Aynı şekilde Halit Ergenç de hayranlık duyduğum bir oyuncu. Uluslararası
alanda ise Jennifer Aniston diyebilirim.
– Gelecekte hangi türde projelerde yer almak istersiniz?
Gelecekte bir dönem projesinde yer almayı çok isterim. Günümüzden çok daha önceki
zamanlara hayat vermek, oyunculuk açısından bambaşka bir deneyim olurdu diye
düşünüyorum. Zaten eski zamanlara ve nostaljik ögelere karşı özel bir ilgim var. Hatta bazen
keşke 1800’lerde yaşıyor olsaydım diyorum. O dönemin yaşam tarzı, özellikle de kıyafetleri
beni fazlasıyla cezbediyor. Hâlâ öyle giyinebilmenin hayalini kuruyorum.