04-04-2025
Nazlı Senem Ünal’ın rol aldığı Can Kılcıoğlu yönetmenliğindeki “Küçük Balkon” oyununun
oyuncuları ile hazırlık sürecine dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
1 2018 yılından beri ekran önünde oyunculuk yapıyorsunuz. Şu anki Nazlı Senem’in kariyer
yolculuğunun o günlerde hayalini kurabiliyor muydunuz?
Tabi ki, bu hayallerle çıktım yola zaten. Çok daha fazlasını hayal ettim hatta, olacak da,
inanıyorum :)
2 BKM ile yollarınız nasıl kesişti?
Benim konservatuvarı bitirdikten sonra oyunculuğa ara verdiğim bir 4-5 yılım oldu. Hatta
başka bir şehirde yaşıyordum, o kadar vazgeçmiştim oyunculuktan… Sonrasında bıraktığım
ve yapmadığım için ilerde ya pişman olursam endişesiyle, tekrar İstanbul’a taşınıp, bir neler
olacak görmek istedim. Ben döndüm ve haftasına BKM audition açtı zaten. Bir arkadaşım
göndermişti bana ilanını da hatta. Ben başvuracağım sen de bir bak istersen diye. Neden
olmasın diyip başvurdum, görüşmelere gittim, olunca da yolculuğum BKM ile başlamış oldu.
3 Bu yolculukta kırılma noktamdı dediğiniz proje hangisi?
Menajerimi Ara diyebilirim. İlk iş çok kıymetli galiba. İnsana güven veriyor, sonrası için
teşvik ediyor ve ‘bak doğru yoldasın sakın bırakma’ diyor. Zaten onunla beraber ‘asla vaz
geçme Nazlı’ dedim kendime ve vazgeçmedim de.
4 Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde oyunculuk eğitimi aldınız. O günlerden bugüne ilk
tiyatro oyununuz. Sizin için tiyatroya dönmek nasıl bir duygu?
Aslında ilk değil, daha önce Göksel Kortay’ın yönettiği bir oyunda yer almıştım ama çok kısa
bir serüvendi ve tadı da damağımda kalmıştı haliyle. Bir de konservatuvarı yeni bitirmiştim,
ne yapmak istediğimi tam bilemediğim bir yaştaydım, kıymetini de çok bilemedim galiba,
yoksa asla bırakmazdım tiyatroyu bence. O yüzden Küçük Balkon için ilk oyun diyebiliriz,
evet. 11 yıl sonra tiyatroya dönmek tabii inanılmaz bir his benim için ve nasıl özlemişim. Ve
nasıl bunca yıl yapmadan durabilmişim, onu da bilmiyorum.
5 Üç Kız Kardeş dizisinde Mine rolü ile keskin bir karaktere hayat verdiniz. Bu kadar keskin
bir karakter sizi korkuttu mu?
Hiç korkutmadı aksine çok daha keyifliydi benim için. İnanılmaz derinlikli bir karakterdi
Mine. Her yeni bölüm senaryosu geldiğinde başka bir yönünü keşfettiğim, beni şaşırtan bir
yapısı vardı. Böyle olunca da üzerine sürekli düşündüğüm, çalıştığım asla sıkılmadığım,
yaratıcılığın ve üretimin sürekli devam ettiği bir sürece dönüştü benim için Üç Kız Kardeş.
Korkmak değil belki ama Mine’nin seyirci tarafından çok kızılsa da eylemlerinin nedenleri
konusunda anlaşılabilir bir noktada olması çok önemliydi benim için. Beni yer yer
kaygılandırabilen en büyük çabam buydu Mine için.
6 Şimdi Küçük Balkon oyununda Nehir’e hayat veriyorsunuz. Nehir karakterini ilk
okuduğunuzda ne hissettiniz?
Çok güçlü bir heyecan hissettim. Can, zaten işlerini çok beğendiğim bir yönetmen ve
etrafımdan da hep güzel şeyler duyduğum biriydi. Yanı sıra zaten uzun zamandır tiyatro
yapmak istediğim bir dönemdeydim. Can’dan ilk telefon geldiğinde bu denk geliş beni çok
şaşırtmıştı ve sahnede olma fikri beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Sonrasında metni
okuyup, oyunu, Nehir’i hayal ettikçe daha da heyecanlandım. Yani ilk hissettiğim ve hala
devam eden en güçlü his heyecan :)
7 Nehir korkusuz, başına buyruk bir karakter. Siz kendi hayatınızda nasıl bir karaktersiniz?
Nehir’in bazı özelliklerini taşıyorum ben ama derecesi farklı sanırım. Korkusuzluk ve başına
buyrukluk bende de var ama Nehir kadar fazla değil. Daha dengeliyim ona göre diyelim.
Duyguları uçlarda yaşasam da bir şekilde dengelemenin de yolunu buluyorum.
8 Oyunda internetten tanıştığınız bir adamla ilk buluşmanızı görüyoruz. Siz böyle tanışmalara
inanır mısınız?
Yoooook. Hiç benlik değil. O kadar cesur biri değilim ben.
9 Oyundaki karakterlere bir yorum yapacak olsanız hepsine ne söylemek isterdiniz? (Kendi
karakteriniz dahil)
Hmmm.. bi iki cümleyle yapacağım bunu.
Nehir’e şunu söylerdim: ‘Önce bir dur, bir düşün be kızım. Bu kadar dan dan, bu kadar fevri
olma .’
Damla’ya : ‘Tamamm sensinn. Her şeyi en iyi sen biliyorsun, en iyi sen yapıyorsun, tamam..’
Burak’a : ‘Ya bi git be kardeşim ya da gitme gitme’
10 Oyuna hazırlanırken unutamadığınız bir anınız var mı?
Benim için uzun zaman sonra başıma gelen çok yeni bir tecrübe olduğu için çoğu an, anı
unutulamaz bir yerde.
11 Sizi hep ana akım işlerde gördük. Bundan sonra dijitalde de görecek miyiz?
Çok şükür şansım yaver gitti ve oynadığım işler genelde uzun soluklu oldular. Nazar
değdirmeyeyim, aman :) Öyle olunca da dijital için çok zaman yaratamadık ama evet artık çok
istiyorum. Farklı farklı bir sürü karakter oynayabilmemiz açısından da dijital platformlar çok
önemli zaten bizim için.
12 Sizin için dijital platform ne ifade ediyor?
Daha esnek, daha özgür ve daha özgün bir alan gibi geliyor bana. Oyuncu için de hikayeyi,
karakteri başından sonuna bildiğin için daha ön görülebilir. Televizyondaki iş yetiştirme telaşı
da olmadığı için sahnelere çalışırken daha verimli daha rahat olunabilir hissi veriyor bana ve
tabi ki farklı farklı bir sürü karakter oynayabilmek açısından da inanılmaz bir dünya.
13 Kendi iç dünyanızı nasıl tanımlarsınız?
Tanımlaması biraz zor gibi.. :) Çoğu zaman karmakarışık, çok nadir de olsa bazen de dingin.
Aynı anda birçok şey düşünüyorum, bu bazen yorucu da olabiliyor benim için ama bir yandan
da bu benim işte:)
14 İşlerinizden arta kalan zamanda neler yaparsınız?
Ailem, arkadaşlarım ve kendim. Olabildiğince bu üçlüyle verimli vakit geçirmeye
çalışıyorum. Önce kendimle tabii. Düzenli spor yapan biriyim, bana çok iyi gelen şeylerden
biri bu diğeri ise müzik. Boş kaldığım her an gitarı elime alıp bir şeyler söylüyorum. Ailem
Bursa’da yaşıyor. Ufak boşluklarımda günübirlik Bursa’ya çok giderim. Onun dışında
arkadaşlarımlayım. Çok değer verdiğim bir kavram arkadaşlık.
15 2022 ve 2023 yıllarında birer tekli çıkardınız. Bu teklilerin devamı gelecek mi?
Valla gelecek galiba, yavaş yavaş tekrar kaşınmaya başladığımı hissediyorum çünkü. Daha
ziyade bir hobi olduğu için benim için daha çok kendime yazıp, söylüyor gibiyim şu sıralar.
Yarım yamalak yazıp tamamlayamadığım çok şarkı sözü var öyle. Ama toparlayıp, temiz
kayıt alıp, dijital müzik platformlarına yükleyebilirim her an, bakalım.
Kun Magazine | Şubat | Röportaj: Timur Can Ersoy