YILLAR SONRA AYNI ROLLE SAHNEDE
Image

YILLAR SONRA AYNI ROLLE SAHNEDE


1980’li yıllarda “Cilalı İbo” karakteriyle sevilen usta oyuncu Feridun Karakaya tarafından sahneye konulan “Oscar” oyunu, yıllar sonra yeniden seyirciyle buluştu. Üstelik bu kez aynı rolde oğlu Cem Karakaya var. Uzun yıllardır Şehir Tiyatroları’nda Oscar oyununu babasının anısına tekrar sahnelemek isteyen Cem Karakaya, sonunda bu hayaline kavuştuğunu ifade ederek, dergimize oyunun kendisi için ne denli önemli olduğunu vurguladı.Oğlu Cem Karakaya yıllar sonra aynı rolle sahnede!

1980’li yıllarda Cilalı İbo karakteriyle sevilen usta oyuncu Feridun Karakaya tarafından sahneye konulan Oscar oyunu, yıllar sonra yeniden seyirciyle buluştu. Üstelik bu sefer aynı rolde oğlu Cem Karakaya var. Uzun yıllardır Şehir Tiyatroları’nda Oscar oyununu babasının anısına tekrar sahnelemek isteyen Cem Karakaya sonunda bu hayaline kavuştuğunu ifade ederek dergimize oyunun kendisi için ne denli önemli olduğunu vurguladı.

Oscar ne zamandan bu yana seyirciyle buluşuyor?

Oscar oyununun provalarına gecen sene Kasım ayında başladık. Deprem sebebiyle Şubat’taki prömiyerimizi Mart’ın sonunda yaptık. Dolayısıyla sezonumuz Mayıs başında bittiği için de çok az oynayabildik. Bu sezonda da kaldığımız yerden devam ediyoruz. Cumhuriyetimizin 100. Yılında “Bu Memleket Bizim” adlı oyunu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları oyuncuları olarak Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda sahneledik. Oyuna İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı. Biz orada ilk defa tanıştık, sohbet ettik. Ekrem İmamoğlu, babam Feridun Karakaya’nın hayranı olduğu için bu sene açılan Beylikdüzü Kültür Merkezi’ndeki Rasim Öztekin Sahnesi’nin açılışında “Oscar”ın açılış oyunu olarak sahnelenmesini özel olarak istedi. Şimdi de sezona devam ediyoruz.

Oscar Oyunu yıllar sonra tekrar nasıl oynanmaya başladı? Sizin öneriniz miydi?

Babam Feridun Karakaya oyunu 1985 yılında sahnelemişti. Onun adı Döne Döne’ydi. İsimler vs. Türkçe olarak yeniden yazılmıştı. Ancak hikaye tamamen eskisiyle aynı. Yani orjinal metni oynadık. Babam bu oyunu 350 temsilden fazla oynadı ve ben çocukken hepsini izledim. Ben babamın bütün oyunlarına giderdim zaten. Hep aklımda kalan bir oyun oldu, hem oyunun kendisi hem de oyuncular muazzamdı. Daha o zamanlar karar vermiştim, bir gün oyuncu olursam o oyunu oynayacaktım. 1993 yılında Şehir Tiyatroları’na girdikten sonra hep aklımın bir köşesinde Oscar’ı yeniden sahnelemek vardı. Oyun 1980’li yılların ortasında babamdan sonra hiç oynanmadı. Bir on yıldır da ben bu oyunu sahnelemek için uğraşıyorum. Babam vefat ettikten sonra bu isteğim daha da anlamlı hale geldi çünkü onun anısına oynamak istiyordum. Genel Sanat Yönetmenimiz Ayşegül İşsever benim bu uğraşımı biliyordu, teklif ondan geldi. Tabii ben de hemen başladım çalışmalara. Yönetmenimiz de Ersin Umulu oldu. Kendisi tiyatroya girdiğimden beri çok yakın arkadaşımdır. Hal böyle olunca ortak bir çalışmayla oyunu sahneledik. Her şey istediğim şekilde ilerledi. 11 kişilik harika bir cast oluşturduk. Oyun başlangıcından sonuna kadar inanılmaz bir tempoyla geçiyor. Ben de babamla aynı rolü oynuyorum. Kısacası hayalime kavuştuğumu söyleyebilirim.   

Babanızla hiç aynı sahnede oynayabildiniz mi?

Tabii, önce 1993 yılında Fermanlı Deli Hazretleri’nde birlikte oynadık ama onda ben figürandım, rolüm yoktu. Sonra ‘Fotoğrafçı’ isimli Orta Oyunu’nda babamla karşılıklı oynadık.

Oscar’da babanızdan izler görecek miyiz?

Evet, rolü babamdan o kadar çok izledim ki jest ve seslenişlerde ondan izler var. Oynarken babam da böyle yapıyordu diye geçiriyorum aklımdan… Bir de sahnede kendisinin anısına bir fotoğrafı yer alıyor. Oyun sonunda tüm oyuncular olarak bizler, o fotoğrafı gösteriyor ve alkışlıyoruz. Oscar, babamın anısına güzel bir armağan oldu.

Feridun Karakaya kendi yarattığı Cilalı İbo karakteriyle hala daha anılıyor ve seviliyor. Kendisinin bu konuda duyguları nasıldı, karakterin ortaya çıkış sürecine dair neler söylerdi?

Evet karakter gerçekten babamın çabalarıyla oluşmuş. Esasında tam bir Yeşilçam hikayesi… Şöyle ki, babam Şehir Tiyatroları’nda oynarken aynı zamanda da Yeşilçam’da set işçisi olarak çalışmaya başlamış. Osman Seden’in Zeki Müren’le çektiği bir filmde, ayakkabı boyacısı rolünü oynayan kişi gelmeyince babam oynamak istemiş. Hatta Osman Seden, Zeki Müren’e sormuş önce. Zeki Müren önce, ‘iyi de hayatım o meşhur değil ki’ demiş. Ardından Osman Seden oyuncunun gelmediğini söyleyince, ‘İyi oynasın’ demiş. Babam hep söylerdi, ‘eğer Zeki Müren’in iki dudağının arasından o iki kelime çıkmasaydı bugün Cilalı İbo olmazdı’ diye. Hatta babam kostümünün şapkasının üstüne Cilalı İbo diye yazmış. Osman Seden beğenmeyerek sildirmiş. Ama tebeşirle yazıldığı için silinse bile okunabiliyormuş. Hal böyle olunca da Cilalı İbo karakteri çok sevilmeye ve yeni filmlerle seyirciyle buluşmaya başlamış.

Biraz da çocukluğunuzu anlatır mısınız? Yeşilçamın ortasında bir çocukluk sanıyorum bir hayli keyiflidir…

Ben kendimi ilk hatırladığım zamandan bu yana Şehir Tiyatroları kulislerindeydim. Çocukken koştururdum o koridorlarda, bütün ustaların elinde büyüdüm. Sosyal hayatımda da arkadaşlarım hep onların çocuklarıydı. Yazları Florya’ya Güneş Hotel ve Dinlenme Tesisleri’ne giderdik. Florya Halk Plajı’nın yanındaydı. Orası belediyenin bir tesisiydi ve Şehir Tiyatroları’na tahsis edilmişti. Bütün Şehir Tiyatroları çalışanları, aileleriyle orada olurdu ve bütün yazı beraber geçirirdik. 1993 yılında Şehir Tiyatroları’nın sınavına girdiğimde hepsi beni tanıyordu.

Babam film setlerine de götürürdü beni. O zaman Esentepe Gazeteciler Sitesi’nde oturuyorduk. Oyuncular, ünlüler hep orada yaşardı. Evimiz zaman zaman resmen ünlüler geçidi olurdu. 9 yaşındayken babam beni bizim mahallede çekilen bir filminde oynatmıştı. Cilalı İbo serisinin bir filmiydi, ilk kez kamera karşısına da orada çıktım. Ortaokuldayken de beni Türk Ticaret Bankası Çocuk Tiyatrosu’na yazdırdı. İlk sahneye çıkışım da orada oldu.

Kadıköy Life Ocak-Şubat 2024

Röportaj: Pınar Baltacı

Fotoğraf: Ece Oğultürk