NURHAYAT’I SEVEREK OYNUYORUM
Image

NURHAYAT’I SEVEREK OYNUYORUM


İlk önce isminize bayıldığımı söylemek isterim. Anlamı ve bir hikayesi var mı?

Merhaba ve teşekkürler Nil. Adım babaannemden geliyor. Farsça kökenli bir isim. Geniş bir anlamı var aslında, ben “rahmet yağmuru” tanımını adın en özetleyici anlamı olarak buldum. Adım hayatım boyunca hep bir olay olmuştur.

Ekranda çok sıcak bir enerjiniz var. Sırrınız nedir?

Samimiyetin için çok teşekkürler. Sırrım, samimi olma isteği sanırım. İşimi eğlenerek yapmak.

Türkan Hanım’ın Konağı projesinde neden olmak istediniz? Nurhayat karakteri çok renkli ve eğlenceli… Biraz da sizden dinleyebilir miyiz?

Türkan Hanım’ın Konağı projesi ile yolum kesişti diyebilirim. Sonra Nurhayat ile karşılaşmak beni çok heyecanlandırdı. Potansiyelimi deneyimleyebileceğim bir vaha bulmuş gibiydim. Nurhayat’ a bayılıyorum. Sıradışı bir karakter. Üzerine ne koysan taşıyor.

Oyunculuk kalbinizi nasıl çaldı? Etkilendiğiniz isimler var mı?

Ortaokuldayken karşıdaki diğer bir okulun kapalı spor salonunda Gogol’ün “Bir Delinin Hatıra Defteri” oyununu izlediğimde “Ben bunu yapmalıyım!” dedim. Serüven bu güçlü istek ile başladı. Etkilendiğim bir sürü insan var tabii, sadece oyuncu değil yönetmen, hikayeci… Rachel Weisz ve Demet Evgar’ın oyunculukları ilham verici. İran sinemasını çok severim. Mohsen Makhmalbaf, Abbas Kiyarüstemi.. Agnes Varda, Jodorowski, Yorgos Lantimos’ un ayrı yeri var. Kimden bahsetsem diğeri eksik kalır. Sanatın her alanından beslenmekten keyif alıyorum.

Komedi mi dram mı? Hangisi sizin için daha farklı ve özel bir yere sahip?

Böyle bir ayrım yapamıyorum. Biraz da karşıma ne çıkacağıyla ilgili.

Türkiye’de kadın komedi oyuncuları parmakla gösteriliyor. Müthiş bir enerjiniz var. Komedi türünde farklı şeyler yapmak ister misiniz?

İltifatınız için teşekkürler. Tabi ki isterim. Festival yolculuğunu yeni tamamlamış ve birkaç hafta önce Başka Sinema’da vizyona giren Kapan filminde başka bir kadını oynuyorum. Derinlikli ve derdi olan kadın karakterlerle karşılaşmayı çok isterim.

13 Kasım’da rol aldığınız Kapan filmi vizyona girdi. Filmin ana konusundan ve karakterinizden bahsedebilir misiniz? Film dünya prömiyerini 41. Uluslararası Moskova Film Festivali’nde yaptı. Uluslararası bir platformda rol aldığınız bir filmin ilgi görmesi ve sonrasında da festival yolculuklarından başarıyla dönmesi size nasıl hissettirdi?

Kapan Seyid Çolak’ ın ilk uzun metraj projesi. Benim için tüm süreçleri dahil çok önemli ve özel bir deneyimdi. Film özetle, doğanın insana insan olduğunu hatırlatışını gösteriyor. Gizemli, şiirsel ve acımasız… Görüntü yönetmenimiz İlker Berke’nin ve doğanın birleşimi ile muhteşem görsellerle donatılmış bir film oldu. Umarım izleyeni bol olur. Filmde partnerim Onur Dilber’ in eşini oynuyorum. Asiye, kocasının gölgesi bir kadın.

Festival süreci, özellikle Moskova ayağı çok iyi bir deneyimdi. Filmin seyirciyle buluşması, dünyanın bir yerlerini dolaşıp takdir görmesi çok güzel bir his. Uluslararası bir platformda yer almak bir oyuncu olarak özgüven arttırıcı bir deneyimdi. Kendimi algılayışımda fark yaratmıştı bu yolculuk. Burada, kendi ülkemde nasıl bir otosansür ile yaşadığımı farketmiştim. Ve bir de tüm bunların yanı sıra ah Moskova güzel Moskova derim.

Başarılı oyunculuğunuzun yanında dans ediyorsunuz. Dans ederken neler hissediyorsunuz? Dansla ilgili projeniz var mı?

Dansı aktif olarak icra etmeyi bıraktım birkaç yıl önce. Dans, benim için başka bir şeye dönüştü ve dönüştüğü halden çok keyif alıyorum. Oynarken de dans ettiğimi düşünmüşümdür hep. Zaman zaman içimden bir şeyler yapmak geliyor tabi ki. Semah dönerek yapmak istediğim bir solo performans var mesela. Belki bir zaman, neden olmasın...

Pandemi dönemi sizi nasıl etkiledi?

Pandemi, kişisel hayatımda çok büyük bir fark yaratmadı aslında. Evde olmayı, yalnız kalmayı, izole olmayı sevmişimdir hep. Geçirdiğim süreci bir tür inziva gibi düşünmek bana iyi geliyor.

Eskiden böyle düşünürdüm şimdi daha farklı düşünüyorum dediğiniz şeyler var mı?

Eskiden çaba sarfetmenin iyi bir şey olduğunu düşünürdüm mesela. Sanırım düşüncelerin değişmesi inanç ile doğru orantılı. Evet büyüdükçe fikrin değişiyor.. (Şair burada soruyu cevaplayamadığı için kıvırıyordur:))

Moraliniz bozuk olduğunda neler yaparsınız?

Moralim bozuk olduğunda yürüyüşe çıkarım, tercihen bir su kenarı. Yazarım, çizerim, yoga yaparım. Kendimi iyileştirmenin bir yolunu ararım.

Bu dönem için neler tavsiye eder, önerirsiniz?

Zor bir dönem. Ve herkes aynı gemide değil. En başta sağlık görevlilerine Allah kolaylık versin. Bireysel hayatlarımızda da kendi küçük dünyalarımızda kalmamız gereken bir dönem diye düşünüyorum. Kaygı ile nasıl başa çıktığımıza bakabiliriz. Dünyayı iyileştirmek için neler yapabileceğimizi düşünebiliriz.

Boş vaktiniz olduğunda nelerle uğraşıyorsunuz?

Boş vakitlere bayılırım. Okurum, müzik dinlerim, dans ederim, yemek yaparım…

İleride kendinizi nerede görüyorsunuz? Oyunculuk hedefleriniz neler?

Şimdiden ileriyi göremiyorum açıkçası. Olacak ve gelecek olan her şeye karşı heyecanlıyım. Nitelikli rollerle karşılaşmayı diliyorum.

Çok teşekkürler harika sorular için..