HER KARAKTER YENİ BİR YAŞAM DENEYİMİ
Image

HER KARAKTER YENİ BİR YAŞAM DENEYİMİ


En son rol aldığı “Alabora Aşk” filmi vizyona giren oyuncu Funda İlhan’la dizi setleri, oyunculuk ve seyahat destinasyonları üzerine sohbet ettik.

1.Oyunculuğu nasıl tanımlarsınız? 
1.Oyuncu; İnsanı, insanın hallerini çocuksu oynama güdüsü, ruhsal bütünleşmeyle yeniden ele alır. Kılığına büründüğü karaktere ve izleyicisine aynalık yapan bir sanat disiplinidir oyunculuk. Adanmışlıkla, teslimiyetle, güzellik, zevk, keyifle aynı renkleri taşır benim için  oynamak sanatı. 
2.En son rol aldığınız “Alabora Aşk” filmi 30 Eylül’de vizyona girdi. Filmdeki rolünüzden kısaca bahsedebilir misiniz?
2. "Alabora Aşk" adlı filmde Nermin karekterini oynuyorum. Almanya'da yaşayan gurbetçi bir aile, 1990’larda geçiyor hikaye. Nermin’in yaşamındaki en önemli konusu zihinsel engelli oğlu Samet. Oğlunun  zihinsel engelli oluşunun sorumluluğunu tamamen  üstlenen bir anne. Samet’in gerçek dünyayla sağlıklı iletişim kurması ve mutlu olması Nermin’in ütopyası. Bunun için her şeyi yapabilecek kadar kuralsız, koşulsuzca kendini oğluna ve onun gerçekliğine adamış biri.
3.Canlandırdığınız karakterler içinde şimdiye kadar sizi en çok zorlayan hangisi oldu?
3.Kurtlar Vadisi Pusu'da canlandırdığım Margret Teodora karakteri. Duygularını saklayan diplomatik bir karakterdi. Bununla birlikte karakterin iç dünyasındaki büyüleyici muhteşem duygusal yoğunluğu çok bastırılmış bir şekilde ifade etmem gerekiyordu. Hem anne hem ölüm makinesi hem kadın hem diplomat. Soğuk ve sessiz görünümünün arkasındaki yangını karakterin gözlerinde ve enerjisinde hissettirmeye çalıştım. İç aksiyonu çok yoğundu. 
4.Yer alacağınız proje seçimlerinde öncelikleriniz neler? Neye göre karar veriyorsunuz?
4.Senaryo, oynayacağım karakterin hikaye içindeki etkisi, yönetmen, birlikte çalışacağım oyuncular, yapım şirketi, yayımlanacağı kanal gibi bir sıralamadan söz edebilirim. Güvenilirlik ve disiplin benim için çok önemli.

5.Kabul edip veya reddedip sonrasında pişman olduğunuz roller oldu mu?
5.Hayır. Hep ileriye baktım. Kariyerimde pişman olduğum hiçbir şey yok , yaşadığım her şeye deneyim olarak bakıyorum.
6.Kendinizle bağdaştırdığınız, rolden çıkamadığınız, kendi hayatınıza da fikirlerini uyarladığınız bir karaktere hiç denk geldiniz mi?  Yoksa dizi setinden çıktığınız anda karakteri orada bırakıp kendi hayatınıza devam edebiliyor musunuz?
6.Tiyatroda da sinemada da televizyonda da karşılaştığım ve oynadığım her karakter bir yaşam deneyimi kazandırdı bana. Yeni bir insanla tanıştığımızdaki kendinizi daha iyi tanımanıza sebep olacak bakış açısı gibi bir şey. Bunun dışında oynadığım karakteri yanımda taşımıyorum duygusal fiziksel ruhsal etkisi oyun bittiğinde orada kalır benim için.

7.İyi karaktere hayat vermek mi daha zor, kötüye mi? Kötü karakteri canlandırmak, oyuncuya daha geniş bir alan açıyor mu?
7.Oynamanın zorluk derecesini karakterin iyi ya da kötü oluşuna göre tanımlamıyorum. Bir karekteri oynarken zorlanmak, ancak kendi malzememin ve argümanlarımın çok dışındaki bir hale bürünmeye çalışırken sarf ettiğim efor ve gördüğüm destekle ilgili. Kötü karakterin daha geniş bir alana sahip olması ise senaryo ve hikayenin ihtiyaçları ve kurgusuyla çok bağlantılı.
8.Bunca yıl dizi oyunculuğu yaptınız, Türkiye’de dizi sektörünün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
8.Dijital platformların da eklenmesiyle çeşitliliğin arttığı bir endüstri hale geldi dizi sektörü. Ülkemizde ve dünyada diziler izleyicinin severek sahiplendiği çokça tercih ettiği bir tür. Sektörün çalışma koşullarının iyileştirilmeye çalışıldığı şu günlerde nicelikle niteliğin ayrımının ve dengesinin çok daha adil yapılacağı günlerin yaklaştığını söyleyebilirim.
9.İmkânınız olsaydı hangi yönetmenin hangi filminde oynamak isterdiniz? Neden?
9. “Dogville” Lars Von Trier. Grace Jones rolünü oynamayı çok isterdim. Oyunculuk ve sinemaya bakışımızı değiştiren ezber bozan avangart bir proje. Lars Von Trier’ in Sinemasını kendime çok yakın buluyorum.
10.İlerisi için planlarınız neler? Sırada bekleyen gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeler var mı?
10.Şu anda Blu TV için Meta Aşk adında bir dizi çekiyoruz birinci sezondayız, onun heyecanı tatlı telaş içindeyim. Ekim ayında Bursa Devlet Senfoni orkestrasıyla 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Kuvayi Milliye Destanı adlı eserde oyuncu olarak yer alacağım. Büyük bir heyecanla hazırlanıyorum. Daha sonra Kocaeli Şehir Tiyatroları'nda "Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi" adlı oyunun provalarına başlayacağım 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde prömiyer yapacağız. Bu arada okuduğum sinema ve dizi senaryoları var. Doğru bir takvimle güzel projeler olacağına inanıyorum.
11.Peki bu yoğun tempo arasında kendinize zaman ayırabiliyor musunuz? Size özel kaçamaklarınızı öğrenebilir miyiz?
11.Evet ayırıyorum ve bunu çok önemsiyorum. Yüzmek, bisiklete binmek, dostlarla sohbet.. Kozmetik ve güzellikle ilgili her konu, sinemada izleyeceğim filmler, konserler, bütün bunları çok önemsiyorum, bana çok iyi geliyor. Kitap okumak ve sosyal medyaya ayırdığım zaman da ayrıca beni hem zenginleştiriyor hem de güncelliyor.
12.Yakın zamanda sizi en çok etkileyen kitap, film ya da dizi hangisi/hangileri oldu?
12.    İhsan Oktay Anar “Puslu Kıtalar Atlası” tekrar okuyup etkilendiğim bir kitap oldu. Ursula LE GUIN “Yerdeniz “adlı kitap, etkileyiciydi. Haruki Murakami “Sahilde Kafka“ çok sürükleyici bir kitap. Yeni değil filmler fakat tekrar izlediğim sevdiğim filmlerden  biri “Joker “ ( Tood phillips) diğeri “ konuş Onunla “ ( Pedeo Almadovar) . 
13.Sık sık seyahat eder misiniz?
13.Eskiden daha sık seyahat ederdim. Turneler ve kişisel tatil programlarım hareketliydi. Son üç yıldır  daha çok İstanbul’da zaman geçiriyorum.
14.Seyahat alışkanlıklarınız veya tercihleriniz var mı? 
14.Uzak mesafelere kısaca ve yorulmadan ulaşmayı seviyorum. Gittiğim yerde konforlu ve güvenilir alanlarda kalmak ilk tercihim. Tatil benim için plansızca canımın istediğini istediği zaman yapmak anlamına geliyor. Bu sebeple tatillerimin içeriğini esnek tutarım. Mecburi planların dışında hem tatilde hem de genel yaşamımda plan ve hesap yapmam. Anın getirdiği akışı ahenkle kabul ederim.

15.Yurt içinde ve dışında gözde tatil lokasyonlarınız var mı? Unutamadığınız bir tatilinizi okuyucularımızla paylaşabilir misiniz?
15.Mavi yolculuk benim en sevdiğim tatil. Bodrum ya da Dalaman Havalimanı’ndan sonra mavi yolculuğa çıkacağımız tekneye ulaşıp  denizde olmak koyları dolaşmak ve gece güvertede yıldızları seyrederek uyumak, istediğim zaman yüzmek, demir attığımız koylarda yeni insanlarla tanışmak. Taze meyveler taze sebzeler ve bulunduğumuz yerin en leziz yemeklerini tatmak. Yenilenmek benim için tatil bu. Unutamadığım tatil anılarımdan biri de; 2018 yılında bir ay boyunca güzel annemle birlikte Ege bölgesini arabayla gezmiş olduğumuz oh şahane tatil... Biz İzmirliyiz ve o yaz ege bölgesindeki tüm tatil koylarına her gün birini ziyaret edecek şekilde uğrayarak ve girilebilir her denizde yüzdük. Annemle tatil şahaneydi.


Röportaj: flypgs.com Magazine, Ekim 2022
Fotoğraflar: Ece OĞULTÜRK